CHP İzmir Milletvekili Seda Kâya Ösen, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 yılı görüşmelerinde Bakanlık bütçesine yeterli pay ayrılmamasına dikkati çekerek “Bakanlığın bütçesi, toplam merkezi yönetim bütçesinin yalnızca binde 9’u. Buna..
CHP İzmir Milletvekili Seda Kâya Ösen, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 yılı görüşmelerinde Bakanlık bütçesine yeterli pay ayrılmamasına dikkati çekerek “Bakanlığın bütçesi, toplam merkezi yönetim bütçesinin yalnızca binde 9’u. Buna karşılık faiz giderleri 1 trilyon 950 milyar liradan 2 trilyon 741 milyar liraya fırlıyor. Türkiye kaynaklarını borca harcıyor” dedi.
“Türkiye, teknoloji çağında sanayiyle kalkınmak zorundayken 2026 yılı bütçesi bir kez daha üretimi değil, borcu ve faizi önceleyen bir tablo çizdi” diyen Ösen, sözlerini şöyle sürdürdü.

EKONOMİ YÖNETİLMİYOR BORÇ DÖNDÜRÜLÜYOR
Türkiye, teknoloji çağında sanayiyle kalkınmak zorundayken 2026 yılı bütçesi bir kez daha üretimi değil, borcu ve faizi önceleyen bir tablo çizdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bütçesi 124 milyar liradan 176 milyar liraya çıkarıldı; ancak bu artış yüzde 42’de kaldı. Oysa geçtiğimiz yılki artış oranı yüzde 57 idi. Bakanlığın aldığı pay, toplam merkezi yönetim bütçesinin yalnızca binde 9’u. Buna karşılık faiz giderleri 1 trilyon 950 milyar liradan 2 trilyon 741 milyar liraya fırlıyor. Ekonomi yönetilmiyor, borç döndürülüyor. İstanbul Sanayi Odası’nın Ekim 2025’te yayımladığı İmalat Sanayii Raporu da bu tercihin sonuçlarını gözler önüne seriyor. İmalat PMI endeksi 46,7 puana gerileyerek sanayide daralmanın sürdüğünü teyit etti. Ağaç, gıda ve kâğıt dışında hemen her sektörde üretim ve siparişler düşerken, en sert daralma tekstilde yaşandı.
YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRETİMİ KÂĞIT ÜSTÜNDE KALDI
2025’te verilmesi planlanan 15 bin 250 yatırım teşvik belgesinin yalnızca 7 bin 300’ü hayata geçebildi. Üstelik yüksek ve orta-yüksek teknolojili yatırımların toplam içindeki payı 2023’te yüzde 37 iken, 2024’te yüzde 31’e geriledi. Bu tablo, “yüksek teknoloji üretimi” iddiasının kâğıt üzerinde kaldığını gösteriyor. Bölgesel teşvik sistemi de sınıfta kaldı. 13 yıldır uygulanan altı bölgelik sistem, Marmara’yla Güneydoğu arasındaki uçurumu kapatamadı; fark daha da büyüdü. 1. Bölge, milli gelirden aldığı payı artırırken geri kalan bölgeler yerinde saydı. Sonuç açık: Türkiye sanayide üretim gücünü yitiriyor, teşvik politikaları etkisiz kalıyor. Ülke artık ürettiği katma değerle değil, kara para, kumar ve kayıt dışı ekonomiyle anılıyor. 2026 bütçesi sanayiciye nefes değil, yeni bir daralma döneminin habercisi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.