İnsan kendini yazar mı? Valla yazarmış. Doğum günüm nedeniyle yüzlerce mesaj, telefon, sosyal medya paylaşımına başka nasıl teşekkür edebilirdim ki.. İyi ki varsınız! Memur ailesi çocuğu olarak dünyaya geldim. Zonguldak’ın..
İnsan kendini yazar mı? Valla yazarmış. Doğum günüm nedeniyle yüzlerce mesaj, telefon, sosyal medya paylaşımına başka nasıl teşekkür edebilirdim ki..
İyi ki varsınız!
Memur ailesi çocuğu olarak dünyaya geldim. Zonguldak’ın güzel ilçesi Ereğli’de. Babam subay annem öğretmendi. Babamın en güzel kararı emekliliğinde İzmir’e yerleşmesiydi. Ortaokul yıllarımdan itibaren bugüne değin aşık olduğum bu kentte yaşadım. İki meslek sahibiyim. Hem tıp doktoruyum. Hem gazeteci.
Güzelyalı çocuğu olmama rağmen Karşıyaka’da da yaşadım. Göztepe’yi ne kadar seviyorsam Karşıyaka’yı da öyle severim. Hiç oturmamama rağmen Buca’yı da, Bornova’yı da, Güzelbahçe’yi de , Urla’yı da , Menemen’i de, Menderes’i de severim. Yaz kış 10 sene yaşadığım , hastane başhekimliği yaptığım, Belediye Başkanlığı’na aday adayı olduğum Çeşme’yi ayrı bir severim.
İzmir aşığıyım ancak yurdumun 81 ilini de severim. Eskişehir’i de, Van’ı da, Edirne’yi de, Trabzon’u da, Diyarbakır’ı da, Adana’yı da, Antalya’yı da severim. Muğla’yı özellikle Bodrum’u ayrı bir severim.
Boğa burcunun tüm özelliklerini taşıyorum.
Bunların başında kırmızıya koşmak yani imkansızı gerçekleştirmek en önde gelir. Üç sanatçının bir arada konser veremediği günlerde ülkenin önde gelen 19 sanatçısı ile festival düzenledim. Herkesin “aman başıma bir şey gelir” düşüncesi ile tırstığı günlerde gazete ve dergilerde en acımasız eleştirilere imza attım. Televizyon ekranlarında çok özel programları hayata geçirdim. İzmir için ne yapılması gerekiyorsa ama sanat alanında ama spor alanında ama siyasette hep elimi taşın altına koydum.
“Ne kadınlar sevdim zaten yoktular” demiş hocam Attila İlhan. Sevdiğim kadınlar vardı, hep var olacak. İmkansız aşkların peşinde koştum. “Yaş farkı” ..O da neymiş derim. “O nişanlı. Hayatta sana bakmaz” dedikleri kadını tavladım, evlendim, iki çocuk sahibi oldum. Günlük ilişkilere karşıyım. En kısa ilişkim 2 yıl en uzun ilişkim 15 yıl sürdü. Sevgi adamıyım.
Çok şanslıyım. Askerde kurada Kayseri çıkınca komutanın “Ne o Kayserili misin?” sorusuna cevabım “Kayseri kuradaki illerden İzmir’e en yakını” diye cevap vermiştim. Ralli’den gelen alışkanlıkla hızlı araba kullanırım ancak direksiyon hakimiyetim müthiştir. Bu nedenle Marmaris’te uçurumdan yuvarlanmaktan kurtulmuş, Torbalı’da ehliyetsiz sürücünün çarptığı aracımdan ufak sıyrıklarla çıkmıştım. Motorla takla atmamdan tutun inşaat altında kalmama, Paris Orly Havaalanında bombalı saldırıya kadar bir dizi olaydan da sağ salim çıktım.
Sosyal demokrat, sol görüşlü olduğumu herkes bilir. Ancak her düşünceden insana aynı yakınlıkta kalmaya özen gösteririm. Kopenhag’ta yaşadığım günlerde iki sol fraksiyonun silahlı çatışmasından beni ülkücüler kurtardı. Yine o günlerde 12 Eylül darbecilerinin vatandaşlıktan çıkardıkları bin yıllık dostum Cem Karaca ile karşılaşmam unutamadığım olaylardan
Yine Boğa burcu özelliği.. Yemeye, içmeye, gezmeye, güzel sanatlara meraklıyım. Deniz kenarında yürümek, denizi seyretmek, yaz kış denize girmek beni çok mutlu eder.3 beyazı da severim. Şekersiz çay kahve içemem.Tuzsuz yemek yiyemem. Unlu mamüllere bayılırım. Tabii viskisiz ve rakısız bir hayat düşünülemez. Rakı balık ya da mangal için “yeme de yanında yat” derler. Hem yerim hem yanında yatarım. Yaz kış su ve meşrubatı soğuk içerim. Cola düşkünlüğüm vardır. Meyvasız bir hayatı da düşünemiyorum. Özellikle mandalinaya ve portakala hastayım. Çoğu kişinin burun kıvırdığı midye, kokoreç, söğüş gibi sokak lezzetlerine bayılırım. Hindistan’da herkes otelde yerken ben sokak satıcılarının yaptıklarını yedim afiyetle. Yemek hiç ayırmam. Acıyı sevdiğim için Uzak Doğu ve Meksika Mutfağı ön plandadır. Esnaf Lokantaları da vazgeçilmezimdir.
Sadece kitap okumayı değil yazmayı da severim. Tıp ve tıp dışı önemli kitaplara imza attım, atmaya da devam ediyorum. Gazeteciliği masa başında yapanlardan değil “sokağın nabzı”nı tutanlardan oldum. Kitapta öncelikli tercihim gerçek hikayeler ve anı biyografi kitaplarıdır. Müziğin her türünü severim. Klasikten rocka kadar. Müzik dünyasına kazandırdığım yıldızlar övüncümdür. Favori parçam “My Way”dir. İyi dansettiğimi söylerler. Bırakın enstrüman çalmayı ıslık bile çalamam !
Dünyanın pek çok ülkesini gördüm. Gittiğim ülkelerde müze gezmeyi, sanatsal ve sportif faaliyetlere katılmayı tabii ki yeme içmeyi severim. İrlanda’da tatma fırsatı bulduğum “Geyik Eti”ni nasıl unutabilirim ki?
Futbol sevdalısıyım. İyi bir izleyiciyim. Ancak.. Basketbolu da severim, voleybolu da, ralli yi de, tenis i de..Fanatik derecesinde Beşiktaş ve Göztepe taraftarıyım. Sevdiğim iki takım karşı karşıya geldiğinde kentimin takımı Göztepe’den yanayımdır. Sinema ve tiyatroya da giderim sık sık.
Koleksiyon merakım var. Bazıları yarıda kaldı, bazıları devam ediyor. Pul, bardak, magnet, bilet, yaka kartları, bebek, forma vs. En değerlisi 300 e yakın parçadan oluşan souvenir koleksiyonum..
Nadir bulunan kan gruplarından birisi bende. O Rh negatif. O nedenle atalarımın Mars’tan geldiğine inanırım. Genelde hasta olmam. Covid 19’a sokaklarda olmama rağmen hiç yakalanmadım. Hipertansiyonum da yok, diabetim de. Akranlarım hergün bir avuç ilaç alırken bir tek ilaç almam. Hatta doktor arkadaşlarımın önerdiklerini de almam !
Hayatta dost biriktirdim. Yatlar, katlar, bankada birikmiş paralar hesabımda olmadı hiç. Biliyorum ki bu dünyadan göçerken cami avlusunda adım atılacak yer olmayacak. Çünkü çok kazık yedim ama hiç kazık atmadım. İçim kan ağladığında bile espri yapabilirim. Bazıları sevgili Cenk Koray misali soğuk olsa da. Beni tanıyanlar “oohh..ne güzel hayat” derler oysa kalabalıklar içinde yalnızımdır.
Çok sayıda ödülüm var. Bunlar arasında “Eczacıbaşı Bilim Ödülü”, “Dr.İsmet Özdemir Ödülü” ile “Bir Döneme Adını Veren Gazeteci”, “Son On Yılın En İyi İletişimcisi “ödüllerinin yerleri ayrı.
Doğum günü hediyeleri arasında ayrım olmaz ancak ikisi benim için çok değerli. ”Bu sana küpe olsun” dercesine küpe hediye eden arkadaşımla oğlumun okul yıllarında bana yazdığı mektup..O güzel cümleleri her okuduğumda hüngür hüngür ağladığım.
Sivil toplum kuruluşlarında aktif rol alıyorum. Özellikle tıbbi dernekler ve basın yayın derneklerinde üyeliklerim var. Whats gruplarım, düzenli katılmaya çalıştığım dost toplantıları var. Merhaba Söz Demi.. Merhaba İTK 66 lı Cankuşlar.. Merhaba Radyo İstekçileri.. Merhaba Sinekolik..Merhaba İzmir Aşkına..
75 indeyim ama daha yapacaklarım var. Bu kente dair ,aileme dair, dostlarıma dair. Canım torunlarımla yaşayacağım çok güzellik var.
Yaşamayalım 20 yıl daha..
Yaşamayalım ki siz dostlarımla birlikte o güzel günleri görmeliyim.
Motorları maviliklere süreceğimiz günleri !
Erkan Sevinç