Kooperatif mağdurlarına seslendi: Soyer’den büyükşehire iki öneri!

İZBETON şirketi ve kooperatiflere yönelik operasyonda tutuklanan önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “KENTSEL DÖNÜŞÜM – III MAĞDURİYETLER: SÜRECİN TEKNİK BOYUTU” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Soyer, mağduriyet..

Kooperatif mağdurlarına seslendi: Soyer’den büyükşehire iki öneri!
Yayınlanma: Güncelleme: 1 views

İZBETON şirketi ve kooperatiflere yönelik operasyonda tutuklanan önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “KENTSEL DÖNÜŞÜM – III MAĞDURİYETLER: SÜRECİN TEKNİK BOYUTU” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Soyer, mağduriyet yaşayan vatandaşların sorunlarının çözümü noktasında iki öneride bulundu. Tunç Soyer, İZBETON’un kooperatiflere ortak olabileceği ve İZBETON ile kooperatifler arasında adi ortaklık kurulabileceğini söyledi.

İzmir eski Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, tutuklu bulunduğu cezaevinden yayımladığı üçüncü kentsel dönüşüm günlüğünde, projelerin durdurulmasıyla ortaya çıkan mağduriyetleri teknik ve hukuki boyutlarıyla değerlendirdi. Soyer, “Ne aldatma kastım ne de kişisel menfaat temin etme niyetim oldu” diyerek, kooperatif temelli dönüşüm modelinin siyasi tercihlerle engellendiğini savundu.

Soyer, büyük umutlarla başlatılan kentsel dönüşüm projelerinin durdurulmasının hak sahipleri ve kooperatif üyeleri açısından ciddi mağduriyetler yarattığını belirtti. Müteahhit kârını ortadan kaldıran, düşük maliyetli ve katılımcı bir model hedeflediklerini vurgulayan Soyer, “Kilitlenmiş süreci en şeffaf şekilde başlatmak istedik” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kooperatiflerle yaptığı sözleşmeleri tek taraflı feshetmesini “en büyük kırılma noktası” olarak nitelendiren Soyer, bu kararın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü’nün 2023 Temmuz tarihli yazısına dayandığını aktardı. Soyer, “İl Müdürlüğü’nün yazısı hukuki dayanak taşımıyor. İnşaatların durdurulması ancak mahkeme kararıyla mümkündür” ifadelerini kullandı.

Belediye Hukuk Müşavirliği ve akademik hukukçulardan alınan görüşlerde inşaatların devamında hukuki engel bulunmadığı belirtilirken, Soyer, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi hukuk görüşü ortadayken, İl Müdürlüğü’nün yazısına dayanarak fesih kararı alması büyük bir hatadır” dedi. 2 çözüm önerisini de dile getiren İZBETON şirketinin, kooperatiflere ortak olması ya da İZBETON ile kooperatiflerin adi ortaklık kurması seçeneklerini paylaştı.

Soyer’in paylaşımı şu şekilde:

KENTSEL DÖNÜŞÜM – III

MAĞDURİYETLER:

SÜRECİN TEKNİK BOYUTU

Bugünkü günlüğümü tutuklu bulunduğum dolandırıcılık suçlamasının müşteki (şikayetçi) ve mağdurlarına yazıyorum. Kentsel dönüşüm süreçlerinin teknik durumunu anlatacağım.

Öncelikle belirtmeliyim ki büyük umutlarla ve heyecanla başlattığımız kentsel dönüşüm projelerinin durdurulmuş olması nedeniyle son derece üzgünüm. Yaşanan hayal kırıklıkları ve mağduriyetlerin asla hak edilmediğini biliyorum.

Ancak geçen iki gün yazdığım gibi asla sizleri aldatma ya da buradan bir menfaat elde etme niyetim olmadı. Tam tersine bu süreçleri başlatmış olmamın nedeni kilitlenmiş, kangren olmuş bir süreci en şeffaf ve en katılımcı şekilde başlatmak ve müteahhit karını ortadan kaldırarak en düşük maliyetlerle hem hak sahiplerini hem kooperatif üyelerini ev sahibi yapmaktı.

Elbette sorunsuz yaşanan bir süreç olmadı ama en büyük sorun İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kooperatiflerle yapılan sözleşmeleri tek taraflı feshettiğini bildirmesi ile yaşandı.

Bu noktada; CHP’liler CHP’lilerle çatışıyor manşeti atmak, halef-selef kavgası gibi değerlendirmek isteyenlere öncelikle bu tespitimin bir husumet nedeniyle olmadığını, tamamen objektif olarak değerlendirmeye özen gösterdiğimi ifade etmek isterim.

Çünkü konu, CHP içi bir uyuşmazlık olmanın ötesinde iktidarın kentsel dönüşüm ya da toplu konut imalatı için izlediği işveren ve müteahhit yanlısı siyasi tercihlerinin tek geçerli yol olarak sunulması ve son derece halkçı, şeffaf, rantı ortadan kaldıran bir kentsel dönüşüm modelinin boğulmak istenmesidir.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin fesih gerekçesi olarak gösterdiği yazı 2023 Temmuz ayında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yazılan yazıdır. (Yazıda imzası bulunan ilgili İl Müdürü görev sürem sonrası İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı EGEŞEHİR’de genel müdür yardımcısı olarak göreve getirilmiştir.) İl Müdürlüğünce gönderilen yazıda hukuki dayanağı olmayan yorumlarla inşaatların durdurulması talep edilmiştir.

İnşaatların durdurulması ancak ve ancak Mahkeme kararı ile olabilir. Zira taraflarca imzalanmış bir sözleşme ve buna bağlı devam eden inşaatlar olduğu için hiçbir yetkisi olmayan Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün yazısı ile inşaatların durdurulması kooperatif üyelerinin mağdur olmasından başka bir işe yaramamıştır.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliği bu yazı ile ilgili görüş sorduğumda, “yasal ve teknik kontroller yapılarak inşaatlara devam edilmesinde hukuki bir engel olmadığı”’na dair cevap yazmıştır. Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu İhale Hukuku uzmanı Dr. Eren Toprak’tan ayrıca hukuk görüşü alınmış, devam edilmesinde hukuki bir sorun olmadığı kanaati pekiştirilmiştir. Bu nedenle inşaatlara devam edilmiştir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İzmir İl Müdürlüğü gibi pek çok Bakanlığın, ildeki müdürlükleri Büyükşehir Belediyesine yazı yazar, talepte bulunur, bir işi yapın ya da yapmayın diyebilir. Ancak bu kurumların Büyükşehir Belediyesi üzerinde bir hiyerarşik üstünlüğü olmadığı gibi, yaptırım yetkisi de yoktur.

Dolayısıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi kurumunun hukuki görüşü ortadayken, İl Müdürlüğünün görüşüne istinaden tek taraflı fesih talebinde bulunması yanlıştır. Bu o kadar büyük bir yanlıştır ki, ortaya çıkan kaos ve hak arama süreçleri belki uzun yıllara yayılacaktır. Hem İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni hem de mağduriyet yaşayan kooperatif ortaklarını memnun etmeyecek bir hukuki kördüğüme dönüşme potansiyeli taşımaktadır.

Sonuç olarak kuyuya atılan taşı çıkartmak hiç kolay olmayacaktır.

Kaldı ki; bu taşın bir başka büyük tahribatı da kentsel dönüşüm alanlarındaki hak sahipleri için doğmuştur.

Kentsel dönüşüm alanlarında özellikle Uzundere 3. Ve 4. Etaplarda hak sahiplerinin 15 yıla uzanan mağduriyetleri vardır.

Tapularını 15 yıl önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne devreden, evleri yıkılan hak sahipleri hem kendilerine sağlanan 12.000 lira kira desteğinin yetersizliği nedeniyle, hem de hakkettikleri ve kendilerine taahhüt edilmiş konutların hala yapılmamış olması nedeniyle büyük mağduriyetler yaşamaktadırlar.

İzmir Büyükşehir Belediyesi hem kooperatif mağdurlarının sorunlarına hem de hak sahiplerinin mağduriyetlerine çözüm üretmek, hak sahiplerinin yeni evlerinin anahtarlarını kendilerine teslim etmek zorundadır.

Bunları asla mevcut belediye başkanıyla ilgili taşıdığım duygu ve düşüncelerle yazmadığımı bir kez daha belirtmek isterim. Sorunun çözümü için pek çok insan gayret ediyor. Çözüm önerilerinden bana makul gelen iki tanesini naçizane burada paylaşmak istiyorum.

1)1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 9. maddesi uyarınca “Kamu ve özel hukuk tüzel kişileri amaçları bakımından ilgilendikleri kooperatiflerin kuruluşlarına yardımcı olabilir, önderlik edebilir ve ortak olabilirler.” Bu doğrultuda İZBETON şirketinin, kooperatiflere ortak olması ve süreçlerin bu yöntemle devam ettirilmesi mümkündür.

2)İZBETON ile kooperatiflerin adi ortaklık kurması da bir seçenek olarak tercih edilebilir.

Değerli mağdurlar;

İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZBETON şirketi ve kooperatifler, yöneticileri değişse de kurumsal olarak mevcudiyetlerini korumaktadır. Meclis kararları ve protokoller varlıklarını sürdürmektedir. Bu nedenle yukarıdaki öneriler doğrultusunda ya da bulunacak başka bir modelle mutlaka süreçler devam ettirilmeli ve kooperatif üyelerinin mağduriyetleri giderilmelidir.

Elbette 1,5 yıla yakın bir süredir inşaatların durdurulmuş olmasının, büyük ek maliyetler yükleyeceğini ve kaybedilen güven duygusunun kazanılmasının çok zor olduğunu biliyorum.

Ancak zararın neresinden dönülse kardır ve süreçleri devam ettirmekten başka çare yoktur. Enseyi karartmadan, mücadeleye devam edip, en doğru çözümler bulunabilir ve mağduriyetler nispeten hafifletilebilir.

Son olarak bilmenizi isterim ki, büyük bir hüsnüniyet, heyecan ve umutla çıktığımız bu yolda ne aldatmak ne de bir menfaat temin etmek aklımın ucundan geçmedi.

15 yıllık belediye başkanlığım sırasında dev bütçeler yönettim, defalarca denetlendim, soruşturuldum. Adeta mercekle kusur aranan tüm bu soruşturmaların hepsinden aklandım. Ne aldatma kastı ne menfaat temini ile ilgili tek bir kusur tespit edilmedi.

Gerçi 45 yılla yargılandığım 286 sayfalık bu iddianamede de “kişisel menfaat tespit edilememiştir.” yazıyor ama tutukluluğum hala devam ediyor.

Hukuki olarak haklı olduğumu ve diğer tutuklu bulunan arkadaşlarımın masumiyetini mahkemede kanıtlamak mecburiyeti bize ve avukatlarımıza düşüyor.

Biliyorum ki; Hakikat zordur ama önünde sonunda kazanır.

Ancak sizin vicdanınızda bu kara lekeyi hakketmediğimi düşündüğüm için bu yazıyı yazdım. Umarım kendimi yeterince ifade edebilmişimdir.

Umarım, eksikler, kusurlar olsa da “kasıt” konusunda hiç hakketmediğim bu yük, vicdanlarınızdaki ağırlığını kaybeder.

Sağlıcakla kalın..!

İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu / Buca – Kırklar Koğuş B/63

Kaynak / Telegram Haber

 

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.