Bugün bu kürsüden yalnızca bir kent adına değil, bir şehrin vicdanı adına konuşuyorum. İzmir; bir medeniyetin mirası, bir milletin yüz akıdır. Türkiye’nin incisi İzmir’imizin tarihinden, kültüründen, insanından bahsetmemiz gerekirken..
Bugün bu kürsüden yalnızca bir kent adına değil, bir şehrin vicdanı adına konuşuyorum.
İzmir; bir medeniyetin mirası, bir milletin yüz akıdır.
Türkiye’nin incisi İzmir’imizin tarihinden, kültüründen, insanından bahsetmemiz gerekirken
bir yönetim zihniyeti çöküşüyle karşı karşıya kalındığını konuşmak durumundayız.
Ama ne yazık ki İzmir,
bugün basiretsizliğin, beceriksizliğin ve hizmetsizliğin esareti altındadır.
İzmir kaderine terk ediliyor.
İzmir çürüyor.
İzmir yalnız bırakılıyor.
Ve bu büyük ihmalin sorumlusu; 25 yıldır bu şehri yönetemeyen CHP zihniyetidir.
İzmir, CHP’nin ideolojik laboratuvarı değildir.
İzmir, milletin şehridir!
Bu şehir artık;
süslenmeyi değil, yönetilmeyi bekliyor.
İzmir makyajla değil; vizyonla güzelleşir.
Bugün İzmir’de yaşanan sorunlar yalnızca teknik değil;
siyasi tercihlerin, yönetim anlayışının ve ideolojik önceliklerin sonucudur.
Bu konuşmamda sahadan gözlemlediğimiz sorunları ve vatandaşların isyanını başlıklar hâlinde paylaşmak istiyorum.
Haziran 2025’teki temizlik işçileri grevinde İzmir günler boyunca çöple kaplandı.
Ama bu İzmir için bir ilk değil, neredeyse her sene bu gündemi konuşuyor ve
hemşehrilerimizin mağduriyetine hep birlikte şahit oluyoruz.
Bu kriz sadece emek sorunundan değil;
yönetimsel zafiyetten, bütçesiz planlamadan ve çalışanla sağlıksız ilişkiden kaynaklanıyor.
Çöp torbası artık evsel atık değil, belediyecilik ayıbının simgesidir.
AK Parti belediyeciliğinde çöp bir kriz değil, sistem işidir.
Erzurum, Konya, Gaziantep ve diğer AK Parti Belediyecilik örneklerinde olduğu gibi
entegre atık yönetimi İzmir’e de acilen kazandırılmalıdır.
Son dönemde hepimizi içini acıtan, vicdanını yaralayan yangınların bir çıkış sebebi de maalesef ki bu atıklardan kaynaklıdır.
Bornova Işıkkent’te, Buca Tınaztepe’de, Gaziemir Galericiler Sitesi’nde çıkan yangınlar toplanmayan atıkların eseridir.
İzmir denildiği zamanda zihinlere Kordon gelir, Körfez gelir.
Fakat Körfez artık balıkların değil, bakterilerin yuvası.
2023 yılındaki TÜBİTAK raporundaki mikrobiyolojik yükün 12 kat arttığı açıklanmasına rağmen rapor, kamuoyu ile paylaşılmamıştır.
Bilimsel verilere rağmen gerçeklerin gizlenme sebebi nedir?
Oysa halkın sağlığını ilgilendiren böyle bir meselede, şeffaflık ve sorumluluk esastır.
Körfez’in bugünkü hali sadece bir çevre felaketi değil, aynı zamanda bir yönetim krizidir.
Körfez’de yüzmeyi hayal etmek bir yana, o kokunun içinde yürümek bile eziyete dönüştü.
Hala ıslah edilmeyi bekleyen dereler var.
Deniz sporları durma noktasına geldi, balıkçılık sekteye uğradı.
Ama aynı şehirdeki Aliağa ilçemizde ağır sanayi varken kıyısında mavi bayraklı plajı mevcuttur. Burada herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekmektedir.
AK Parti dönemlerinde Samsun, Mersin ve Antalya’da uygulanan “kıyı temizliği rotasyon modeli” İzmir için de elzemdir.
İzmir’in yeraltı altyapısı iflas etmiş durumda.
Her yağmur sonrası göle dönen noktalar:
Buca Şirinyer, Bornova Işıkkent, Karabağlar Bahar Mahallesi, Konak Kemeraltı Çarşısı…
1998 tarihli “Yağmur Suyu Master Planı” hâlâ yürürlükte.
2025 ilk çeyrek raporuna göre projelerin %77’si rafa kaldırıldı.
Kaldırımlar engelliler için çileye dönüşmüş durumda.
2024 İzmir Erişilebilirlik Raporu’nda 1293 Mahallesi olan İzmir’in yalnızca 3 mahallesinde tam erişim sağlanabildi.
ESHOT seferleri azaldı, Buca Metrosu durakları eksik bırakıldı.
Entegre ulaşım sistemleri İzmir’e de kazandırılmalı;
İnsanların ailesiyle geçirmesi gereken süreyi yollarda trafikte geçirmemelidir.
AK Parti belediyeciliği, altyapıyı görünmez değil hissedilir hale getirir.
“Şehir Hastanesi Metrosu”, “Yeni Yaşam Alanı”,
“Ekolojik Koridor”, “Kadın Sığınma Merkezi”…
Adları var, yatırımlar yok.
2024’te planlanan 19 büyük projenin yalnızca 4’ü kısmen uygulandı ama
sayısını bilmediğimiz kent lokantaları açıldı.
Geri kalanı için ya ihale yapılmadı ya personel bulunamadı ya da bütçe ayrılmadı.
AK Parti belediyeciliğinde yatırım önce planlanır, sonra tanıtılır.
Her proje bir takvime, kaynağa ve denetime bağlı yürütülür.
2020 depreminden bu yana İzmir’de riskli yapı sayısı 150 bini geçti.
Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin aktif yürüttüğü dönüşüm projesi sadece 4 bölgede.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 12 binin üzerinde konut üretirken, belediye yalnızca yüzlerle sınırlı kaldığı gibi İZBETON üzerinden nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla belediye çalışanları mağdur etti.
Karabağlar, Gaziemir, Bayraklı kendi kaderine terk edildi.
AK Parti ile bu dönüşüm insan odaklı,
etaplı ve sosyal destekli bir dönüşüm sürecine evrilmek zorundadır.
2024 yerel seçimlerinden bu yana bırakın vaatleri gerçekleştirmeyi, çoğu ilçede tek bir çivi dahi çakılmadı. Şimdi size sahadan birkaç örnek vereceğim:
Ve 30 ilçenin 28’inde daha sayabileceğim nice sınıfta kalan,
yerinde sayan projeler, yapılmayan hizmetler var.
CHP’li belediyeler tabela siyasetini uyguluyor, her zaman ki gibi icraattan kaçıyor.
Ancak vatandaş artık reklam değil, hizmet görmek istiyor.
İzmir’de artık belediyecilik değil, sahne sanatları yapılıyor.
Festival var, kaldırım yok.
Konser var, kanalizasyon yok.
PR var, hizmet yok.
Yılda 40’tan fazla festival düzenleniyor ama birçok mahallede sokak lambaları bile yanmıyor.
Belediye başkanları sosyal medyada görünüyor ama ara sokaklara uğramıyor.
Sorun çözmek yerine, sorunları örtmek için reklam filmi çekiliyor.
Belediyeler afiş bastırıyor, ama bastırdığı afişin çöpünü bile toplamıyor.
————————————————————————————————————————
AK Parti belediyeciliği; reklamla değil, altyapıyla ölçülür.
Sosyal medya beğenisiyle değil, vatandaş memnuniyetiyle değerlendirilir.
Sonuç olarak:
İzmir’in asıl sorunu yatırım, bütçe, teknik yetersizlik değil.
İzmir’in sorunu; önceliklerin değişmesi, değerlerin aşınması, hizmetin yerini algının almasıdır.
Bunları hayata geçmesi için birilerinin dertlenmesi gerekiyor.
Ve biz bu tabloyu değiştirmeye kararlıyız.
İzmir’i sahipsiz bırakmayacağız.
Bu şehri çöpün, kokunun, çukurun kaderine terk etmeyeceğiz.
İnanıyorum ki; İzmir, hizmetin adresi olan AK Belediyecilikle bir gün tanışacak!
Çünkü bu şehir ve bu şehrin güzel insanları en iyisini hak ediyor…
Hepinizi saygıyla selamlıyorum…