Değerli konuklar, Kıymetli dava arkadaşlarım, Bugün burada, milletimizin hafızasına kazınmış bir sözü anmak üzere toplandık: “Geldikleri gibi giderler.” Bu söz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yalnızca işgalcilere değil, Türk milletinin iradesini..
Değerli konuklar,
Kıymetli dava arkadaşlarım,
Bugün burada, milletimizin hafızasına kazınmış bir sözü anmak üzere toplandık:
“Geldikleri gibi giderler.”
Bu söz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yalnızca işgalcilere değil, Türk milletinin iradesini yok sayan her güce karşı verdiği tarihi cevaptır. O gün olduğu gibi bugün de, Türk milleti esareti kabul etmez; bağımsızlığını ve Cumhuriyet’ini korumak için her şartta dimdik ayakta durur.
Ata Parti olarak bizler, bu sözün manasını yalnızca bir tarihî hatıra olarak görmüyoruz. Bizim için “Geldikleri gibi giderler”, bir ilke, bir yol haritası ve bir siyasi duruştur. Çünkü bugün de ülkemizin karşısında farklı işgal biçimleri vardır:
Ekonomik bağımlılıklar,
Kültürel yozlaşma,
Siyasi dayatmalar,
Milli iradeyi gölgelemeye çalışan girişimler.
Bizim programımız, milletimizin bu dayatmalar karşısında kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamak üzerinedir. Üretim ekonomisini güçlendirmek, sosyal adaleti tesis etmek, Türk gençliğini özgüvenli ve donanımlı kılmak, Türk dünyasında dayanışmayı artırmak, Cumhuriyetimizin değerlerini koruyarak geleceğe taşımak bizim temel hedeflerimizdir.
Bugün sahnelenecek olan bu performans, yalnızca bir sanat gösterisi değil; aynı zamanda bize yol gösteren bir semboldür. Çünkü biz biliyoruz ki, Türk milleti kendi iradesine sahip çıktığı sürece; hangi isimle, hangi yöntemle, hangi baskıyla gelirse gelsin, bağımsızlığımıza kastedenler geldikleri gibi giderler.
Hepinize teşekkür ediyorum.
Ata Parti öncülüğünde Kültürpark Gençlik Tiyatrosu’nda Mustafa Başgülşen tarafından sahlenen “Geldikleri Gibi” isimli belgesel tadındaki tek kişilik oyun bugün yine izleyenleri göz yaşına boğdu.
Ata Parti İzmir İl Başkanı Sema Ünal; program öncesi bir konuşma yaparak; “bizler bu sözün manasını yalnızca bir tarihi hatıra olarak görmüyoruz. Bizim için; *Geldikleri gibi giderler* bir ilke, bir yol haritası, bir siyasi duruştur. Çünkü; bugün de Ülkemizin karşısında farklı işgal biçimleri vardır. Kültürel yozlaşma, siyasi dayatmalar, Milli iradeyi gölgelemeye çalışan girişimler. Bizim programımız milletimizin üzerinde bu tür dayatmalara karşı; kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamaktır. Bugün sahnelenecek olan bu performans, yalnızca bir sanat gösterisi değil; aynı zamanda bize yol gösteren bir semboldür.” Sözleriyle hem Ata Parti yol haritasından, hem de Cumhuriyet değerlerini korumanın herkesin görevi olduğundan bahsetti.
Başkan Ünal; Mustafa Başgülşen’nin üzerine düsen görevi en iyi şekliyle yaptığını ve yapmaya devam ettiğini söyleyerek; teşekkür belgesinin yanında, sunucuların sembolü olan mikrofon temalı bir teşekkür plaketi hediye etti.
İki perdelik oyunun ilk perdesi; gözyaşlarının göl olduğu savaş yıllarının az bilinen Türk Ulusu’nun yasadığı mücadeleyi yeniden hatırlatırken, ikinci perde de kazanılan zafer günlerinin anekdotları, izleyenlere haklı ve gururlu bir gülümseme bıraktı.
Program bitiminde; tüm izleyenlerin ortak sorusu, “bir daha nerede ve ne zaman yeniden sahnelenecek?” Odu.
2
ATA PARTİ
YENİDEN TÜRK DEVRİMİ
TASARLAMASI
(PROGRAM)
3
ATA PARTİ
YENİDEN TÜRK
DEVRİMİ
A- YENİDEN ÇAĞDAŞ DEVLET DEVRİMİ
B- YENİDEN ÇAĞDAŞ EĞİTİM DEVRİMİ
C- İLERİ DEMOKRASİ DEVRİMİ
Ç- YENİDEN TOPLUMCU KALKINMA DEVRİMİ
D- BİLGİ TOPLUMU DEVRİMİ
4
A- YENİDEN ÇAĞDAŞ DEVLET DEVRİMİ
1- DEVLET ÇATISI:
Türk Devlet geleneğinde TÖRE’den sonra en büyük yetki kurultayındır.
Devlet Başkanını Kurultay seçer. Töreyi geliştirmek Kurultayın yetkisindedir.
Yargı bağımsızdır.
Atatürk Türkiye Cumhuriyetini bu anlayışa göre kurmuştur. Önce Türkiye
Büyük Millet Meclisi (Kurultay) toplanmış, Yürütme Erki bunun içinden
oluşturulmuş, Ordu Türkiye Büyük Millet Meclisinin Ordusu olarak Başkomutan
Atatürk’ün Başbuğluğunda yurdu kurtarmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti yeniden bu köklere dönecektir.
İleri demokrasi kurallarına göre oluşacak Kurultay (TBMM) Devlet
Başkanını, Başbakanı, Yürütme Organını seçecek, yasaları çıkaracaktır.
Yargının bağımsızlığı sağlanacaktır.
2- DEVLETİN DİNİ OLMAYACAK, DEVLET DİN
DAYATMAYACAKTIR:
Türk Devletinin dini olmaz, bütün dinlere, mezheplere eşit uzaklıkta
olacaktır.
Devlet din kuralları koymaz, yurttaşlarına bir dini ya da mezhep dayatmaz,
bir dini ya da mezhebi desteklemez. Devlet din devleti olursa din bozulur, devlet
çöküşe sürüklenir.
Devlet okullarında, devlet denetiminde eğitim yapan özel okullarda din
dersi bir dinin ya da mezhebin eğitimi değil, bütün dinlerin anlatıldığı dersler
olacaktır. Bir dinin ya da mezhebin din görevlilerinin yetiştirdiği okul kurmak
çağdaş devlet anlayışıyla bağdaşmaz. Böyle okulları kurmak, kamu yasaları
açısından sıkı denetlenmek koşuluyla, ülkemizdeki türlü inanç bağlılarının
kuracakları derneklerin yetkileri içinde olabilir. İnanç özgürlüğü ancak böyle
sağlanır.
3- TÜRK DEVLETİNDE KADINLARIN YERİ ERKEKLER İLE EŞİT
OLACAKTIR:
Türk Töresinde kadının yeri erkek ile birlikte yönetimin, üretimin içinde
olmaktır.
ATATÜRK bunun için büyük bir devrim ile gerekli düzenlemeleri
yapmıştır. Avrupa’nın birçok ülkesinden önce kadınlara seçilme, milletvekili
olma yolunu açtığı unutulmamalıdır.
5
Şimdi ileri bir adımla kadınlarımızın TBMM’den başlayarak kamu
görevlerinde eşit oranda yer verilmesi amacımızdır.
BİZ, ATA PARTİ kurucular kurulunda başlayarak bu oranı Ülke çapında
gerçekleştireceğiz.
4- GENÇLER YÖNETİME GELECEK:
Gelecek gençlerimizindir. Deneyimlilerimizin bilgi birikimi ile
gençlerimizin çağı yakalayan bilgilerinin bileşimi ülkemizi bilgi çağına
ulaştıracak bileşimdir.
Gençlerimizin yurtdışında da yüksek eğitim almaları desteklenmekle
birlikte, beyin göçünü önleyecek önlemler alınacak, yurda döndüklerinde
kendilerine uzmanlaştıkları konuda görev sunmaları olanağı sağlanacaktır.
Gençlerimizin bilgi çağının olanaklarını kullanarak çok hızlı geliştiklerini
de göz önüne alarak, önlerindeki engelleri kaldıracak yüksek görevlerde yer
almalarını sağlayacağız.
Buna önce ATA PARTİ üst yönetim kurullarından başlayacağız.
5- TÜRKİYE’NİN YERLEŞİMCİLERLE DÖNÜŞTÜRÜLMESİNE YOL
VERMEYECEĞİZ:
Geçici sığınmacı adı altında ülkemize doluşturulan yerleşimcileri, ilgili
ülkelerin yönetimleriyle işbirliği yaparak, en kısa sürede ülkelerine geri
göndereceğiz. Ülkemizin dengelerini, güvenliğini, sağlık dokusunu bozan bu tür
girişimleri kesin olarak önleyeceğiz.
6- YENİDEN SAĞLIK DEVRİMİ:
Cumhuriyetimiz sağlık devrimi ile salgın hastalıkları yenmiş,
yurttaşlarımıza önleyici, sağaltıcı, sağlık kurumları sunmuştu.
Son zamanlarda bozulan işleri düzeltmek için yeniden sağlık devrimi
gerekiyor.
Sağlık işleri, işlemleri, işlemceleri kesin olarak parasız olacaktır. Özel
sağlık kurumlarındaki sağaltma işlemlerinin karşılıkları Devlet bütçesinden sıkı
denetim yapılarak ödenecektir.
Ülkemizin gerek duyduğu bütün aşıları üreten, dışarıya da satan, ATA’nın
kurduğu Hıfzısıhha Enstitüsü “Sağlık Koruma Kurumu” adıyla yenilenerek
yeniden açılacaktır.
Hastanelerin adı “Sağlık Yurtları” olacaktır.
Sağlık görevlilerimiz bütün anlamlarıyla korunacaktır.
6
7- TÜRK ORDUSU GÜÇLENDİRİLECEKTİR:
Türk Ordusu çağın gelişmelerine uygun olarak sürekli güçlendirilecek, en
ileri savaş teknolojisi ile desteklenecek, sürekli eğitilen, işi sadece savaşmak ile
savunmak olan ya da bunları destekleyen uzmanlardan oluşacak bir ordu
olacaktır.
Zorunlu askerlik kaldırılacak, buna karşılık bütün Türk gençleri kısa süreli
savunma eğitimi alacaklardır.
Savunma sanayi ordumuzun bütün araç, gereç, silah gereklerini üretecek
biçimde geliştirilecektir. Bu alanda çalışan uzmanların özlük hakları
genişletilerek, yurtdışına beyin göçü önlenecektir.
Özellikle denizlerdeki egemenlik haklarımızdan, Mavi Vatan
çıkarlarımızdan ödün vermek söz konusu olmayacaktır.
Bu konuda kamu kaynakları en yüksek düzeyde kullanılacak, özel girişim
desteklenecektir.
Türk Ordusuna tarikat sızmalarına yol açmak çok korkutucu bir gelişmedir.
Ordumuza sızan tarikat bağımlıları izlenecek, bağlılıklarını sürdürenler
ayıklanacaktır.
Askerlik okulları, yüksek savaş okulları, asker sağlık yurtları (hastaneler)
yeniden açılacaktır.
8- DOĞAYI KORUMAK KUTSAL GÖREVDİR:
Bütün Devlet girişimlerinde, özel girişim işlerinde, tarımda, sanayide
doğayı korumak birinci öncelik olacaktır.
Temiz güç kaynakları sonuna kadar değerlendirilecektir.
9- TÜRK DEVLETLER BİRLİĞİ KURULACAKTIR:
Dış ilişkilerde akıl ile bilimin, ülkemizin çıkarlarının dışına
çıkılmayacaktır.
Türkiye iç ya da dış işlerinde başka ülkelere bağımlı olamaz. Batı ile Doğu
arasında savrulan bir ülke görüntüsü ATATÜRK Türkiye’sine aykırı bir
durumdur.
Türkiye gecikmeden konsey, keneş, teşkilat gibi sözleri bir yana bırakıp,
TÜRK DEVLETLER BİRLİĞİ’ni kurmalıdır.
Türk Devletler Birliğini kuracağız. Bu BİRLİK yeryüzündeki Türklerin
ezilmelerini önleyecek; Türklüğün yüksek insanlık değerlerini yaygınlaştırarak;
Uluslara örnek olacaktır. Ayrıca Türk Devletler Birliği içinde oluşacak ortak alan
7
bütün Türk Topluluklarının da ekin (kültür), ekonomi alanlarında da
gelişmelerine katkı sağlayacaktır.
Komşu ülkelerle sıkı işbirliği yapılacaktır. Yeryüzündeki bütün ülkelerle
Atatürk’ün “YURTTA SULH, DÜNYADA SULH” ilkesi ışığında ilişkiler
kurulacaktır.
10- ÇAĞDAŞ YÖNETİM DEVRİMİ:
Ülkemizin yönetim dokusunun en yüksek görevlilerden başlayarak, en alt
görevlilere dek “Çağdaş Yönetim Teknikleri“ konularında eğitilmeleriyle
başlayacağız. Devlet Yönetiminin yeniden düzenlenmesiyle Çağdaş Yönetim
Tekniklerine göre çalışan bir yönetim dokusu oluşturacağız.
Böylece daha verimli, daha üretken çağdaş devlet yapısı ortaya çıkacaktır.
B- YENİDEN ÇAĞDAŞ EĞİTİM DEVRİMİ
1- ÖNCELİK YENİDEN ULUS BİLİNCİ VERMEKTİR:
İyi eğitilmiş yurttaş varlığı bir ülkenin en büyük güç kaynağıdır.
Yurttaşlarımızı çağdaş yeryüzünün en ileri bilim düzeyindeki ülkelerinin de
ilerisinde bir eğitim düzeyine ulaştırmak en önemli amaçlarımızdandır. Bununla
Bu bakımdan eğitimin birinci amacı yurttaşlara ortak ulus bilinci vermek
olacaktır. Bilgi çağını üreten ülkelerde en önemli güç kaynağının ulus bilinci
olduğu bilimlik bir gerçektir.
Okullarda “ANDIMIZ” ilk biçimiyle yeniden seslendirilecektir.
Bununla birlikte yeryüzünün insanlığın ortak evi olduğu gerçeği de göz ardı
edilmeyecek, yurttaşlara doğaya saygı, insan sevgisi de anlatılacaktır.
2- EĞİTİM DİLİ TÜRKÇEDİR:
Eğitimin bütün basamaklarında eğitim dili Türkçe olacaktır. Buna karşılık
yurttaşlara bilmeleri gerekli olan yabancı diller öğrenmeleri sağlanacaktır.
3- ÜLKEMİZDEKİ ANADİLLERDE ZENGİNLİĞİMİZDİR:
Ülkemizdeki yurttaşlarımızdan ana dilleri Türkçeden başka olanlara ya da
onların bu dillerini öğrenmek isteyenlere, orta öğrenimde seçimlik ders olarak bu
olanak sağlanacaktır. Ayrıca Türkiye Türkçesi dışındaki Türklerin Türkçeleri de
yine seçimlik ders olarak orta öğrenimde okutulacaktır.
Bu konularda yeterli öğretmen yetiştirmek üzere, Bilim Yurtlarında
(Üniversitelerde) bölümler açılacaktır.
8
4- OKULLARDA ATATÜRK’ÜN TÜRK TARİHİ KURAMI
OKUTULACAKTIR:
Türk Ulusunun geçmişi, uygarlığa yaptığı katkılar 1931-1941 yıllarında
orta öğretimde okutulan Türk Tarih dersleri kitapları yenilenerek öğrencilere ders
kitabı olarak okutulacaktır.
Bilime, uygarlığın gelişmesine katkı sağlayan ATALARIMIZ ayrıntılı
olarak anlatılacaktır.
Atatürk ile onunla birlikte Kurtuluş Savaşını yapmış, çağdaş Türk
devletinin kurulmasında büyük görevler yerine getirmiş kurucu atalar ayrı bir ders
konusu olacaktır.
5- EĞİTİM YENİDEN PARASIZ OLACAKTIR:
Devlet okullarında eğitimin niteliği en üst düzeye ulaştırılacak; eğitimin
bütün aşamalarında, yurttaşlara parasız eğitim sağlanacaktır. Özel okullar, sıkı
denetim koşuluyla okuttukları öğrenci sayısı, başarı oranlarınca desteklenecektir.
6- BİLİM BİLİNCİ DERSİ OLACAKTIR:
Orta öğretimde öğrencilere bilim sevgisi, bilim bilinci verecek bir ders
olacak, “Bilim Tarihi” bir ders olarak okutulacaktır. Bilimin başlangıcından
günümüze kadar gelmesi, gelişmesi ile önemli bilginler anlatılacaktır.
Bilim Yurtlarında (Üniversitelerde) bilimlik araştırma yöntemleri
öğretilecektir.
7- AYDINLANMA DERSİ OLACAKTIR:
Orta öğretimde felsefe dersi geniş biçimde okutulacak, ayrıca, ders olarak
da Avrupa’nın karanlık çağının nasıl başladığı ile aydınlanma süreci ayrıntısı ile
anlatılacaktır.
Türk Ulusunun geçmişinde Töre’nin, akıl ile bilimin yönetimde geçerli
olduğu dönemler ile bundan uzaklaşma sonucundaki çöküşler anlatılacaktır.
Atatürk’ün Türk Devrimi ayrıntısıyla bilimlik açıdan anlatılacaktır.
Büyük SÖYLEV ayrı bir ders konusu olacaktır.
8- BİLİMİN ÖNÜNDE ENGEL OLMAYACAKTIR:
Bilimlik araştırmanın önünde engel olmayacaktır. Bilimlik araştırmalar ile
bilimin buluşlarının üretime uygulanması en yüksek düzeyde desteklenecektir.
Bilim Yurtları (Üniversiteler) sadece üretilmiş bilimlik bilgileri öğreten
değil, bilim üreten kurumlara dönüştürülecektir.
9
Ayrıca BİLİM ARAŞTIRMA KURUMLARI kurulacak, özel girişimciler
bu alanda da yönlendirilecek, özendirilecek, desteklenecektir.
9- HİZMET İÇİ EĞİTİM YAYGINLAŞTIRILACAKTIR:
Orta öğretimde, yükseköğretimde meslek edindirme eğitimine önem
verilmekle birlikte, hizmet içi eğitim yaygınlaştırılacak, yaygın eğitim
güçlendirilecektir.
10- DİN EĞİTİMİ DERSİ OLMAYACAKTIR:
Devlet okullarında din eğitimi dersi olmayacaktır. Din dersi bütün dinlerin
yansız olarak anlatıldığı dersler olacaktır.
Devlet, din adamı yetiştirmek için okul açmayacak, var olanlar kısa sürede
meslek okullarına dönüştürülecektir.
Devletin yurttaşlarına din dayatması, dinin çağdaş gelişmelere göre
kendisini yenilemesini önler, din bozulur, devletin dine dayalı yönetimi ise devleti
çökertir. Bu geçmişin (tarihin) öğrettiği altın kuraldır.
Din bilgileri evlerde ya da ibadet yerlerinde öğretilir. Ülkemiz de var olan
dinlerin, mezheplerin ya da akımların örgütleri, Kamu Denetiminde din bilgini
yetiştirmek için okullar açabilirler. Bu tür okulları bitirenler Devlet okullarını
bitirmiş sayılmazlar.
C- İLERİ DEMOKRASİ DEVRİMİ:
1- CUMHURİYETİMİZ EN İLERİ DEMOKRASİ İLE AMACINA
ULAŞACAKTIR:
Türkiye Cumhuriyetinin değişmez ana ilkeleri vardır: Devletin biçimi
Cumhuriyettir, Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle, ülkesiyle, ulusuyla bölünmez bir
bütündür, dili Türkçedir, bayrağı ay yıldızlı al bayraktır, başkenti Ankara’dır.
Bununla birlikte Cumhuriyet kavramının derin anlamı, ulaşılması gereken
amacı demokrasidir. Türk Ulusu en ileri demokrasiyle kendi kendisini yönetmesi
gereken erdemli bireylerden oluşan bir toplumdur.
2- SEÇİMLER, ÖZGÜRLÜKLER, KATILIMCILIK, ÇOĞULCULUK:
İleri demokrasi, öncelikle yurttaşların seçtikleri kişiler aracılığıyla kendi
kendisini yönetmesi demektir.
En az seçimler kadar önemli olan ise ülkede özgürlüklerin varlığıdır.
Katılımcılık çağdaş demokrasinin önemli bir kavramıdır.
Çoğulculuk ise demokrasinin ileri bir adımıdır.
10
3- GERÇEKTEN DEMOKRATİK SEÇİMLER OLACAKTIR:
Seçimlerin gerçekten demokratik olması için önce siyasi partilerin eşit
koşullarda yarışmaları gerekir. Bunun için kamu bütçesinden partilere akça
aktarılması yanlışına son verilecektir.
Basın yayın kuruluşlarında seçime girmek yetkisi olan siyasi partilere
dengeli olarak yer verilmesi olanağı yasa ile sağlanacaktır.
Siyasi partiler ile siyasi kişilerin siyasi çalışmalarında kamu kaynaklarını
kullanmaları yasaklanacaktır.
4- DEMOKRASİ ÖNCELİKLE PARTİLERDE OLACAKTIR:
Bugünkü Siyasi Partiler Yasası, bir siyasi partide genel başkanlığı ele
geçiren kişilere parti içinde bir tür diktatör olma olanağını veriyor. Genel başkan
ile çok yakın çevresi kimlerin milletvekili olacağını ya da yerel yönetim görevlisi
adayı olacağını seçiyor. Dahası yeniden genel başkanı seçecek delegeleri de yine
genel başkan seçiyor. Bu durum demokratik alışkanlıkların da gelişmesinde
büyük bir engeldir.
BİZ milletvekili ile yerel yönetim adaylarının seçimini parti üyelerinin
gerçekleştirmesini sağlayacağız.
5- DEMOKRASİNİN EN ÖNEMLİ YANI ÖZGÜRLÜKLERDİR:
Özgürlükler yoksa bir ülkede demokrasinin özü, anlamı yok demektir.
İnanç özgürlüğü ile düşünce özgürlüğü, özgürlüklerin en önemlileridir.
İnanç özgürlüğü bütün anlamı ile sağlanacaktır.
Kamu yönetiminde kimse inancına göre işlem görmeyecek, kimse
inancından ötürü dışlanmayacaktır.
Kamu yönetiminde görevlendirmelerde inanç etkili olmayacak, kimse
inancından ötürü dışlanmayacak ya da kayrılmayacaktır.
Devlet yurttaşlarına inanç dayatmayacaktır. Devlet yurttaşlarına bir dini ya
da mezhebi dayatacak biçimde eğitim yapmayacak, bir dinin ya da mezhebin
ibaret yerlerine ya da ibaret yerleri görevlilerine kamu kaynaklarından destek
vermeyecektir.
Buna karşılık ibadet yerlerinin inançlıları dernekleşerek ibadet yerlerini
yapmak, onarmak, ibadet yerleri görevlilerini seçmek konusunda özgür
olacaklardır. Bu dernekler kendi aralarında birleşerek, ibadet yerleri görevlilerini
yetiştirmek için okullar açabilirler. Bu anlamda tanınan özgürlükler ileri
demokrasi için gereken ortamı sağlayacaktır. Ayrıca bu durum dinlerin çağa uyum
sağlayarak kendilerini geliştirmelerinin de yolunu açacaktır.
11
Bugünkü demokrasi karşıtı uygulamaların, dinlere inancı hızla azaltmakta
olduğu da gözlenen bir gerçekliktir.
Kuşkusuz din örgütlenmeleri ya da eğitimleri yasalar açısından kamu
görevlilerince sıkı denetim altında olacak, siyasete karışmaları kesin olarak
önlenecektir. İbadet yerlerine gidenlerin ayrı siyasi görüşte olmaları gerçeği de bu
konuda geçmiş deneyimlerden bilinen bir konudur.
DİB Ülkemizdeki inanç topluluklarının hepsini kapsamına alacak biçimde
yeniden düzenlenecek; Doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı olacak, ülkemizdeki
inanç topluluklarının kamu yasaları açısından denetlenmesini gerçekleştirecektir.
6- DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ GELİŞMENİN TEMELİDİR:
Düşünce özgürlüğü toplumların gelişmesinin en önemli güç kaynağıdır.
Düşünce özgürlüğünden doğan sakıncaların önlemi de yine düşünce
özgürlüğüdür. Başkalarının özgürlüklerini kısıtlamaya yönelik olmayan, suça
özendirmeyen düşünce açıklamaları bütün anlamıyla özgür olacaktır.
7- GİRİŞİM GÜCÜ DESTEKLENECEKTİR:
Girişim özgürlüğü girişimcilerin desteklenerek önlerinin açılması anlamına
da gelir.
Genç girişimciler desteklenecek, ulusumuzun bireylerinin ülkemizin
gelişmesindeki önemi göz ardı edilmeyecektir.
8- KATILIMCILIK SÖZDE KALMAYACAKTIR:
İleri demokrasinin gerçekleşmesinin çok önemli uygulamalarından birisi de
katılımcılıktır.
Seçilmiş yöneticiler, atanmış yöneticiler yönetimleri sırasında sürekli
olarak meslek örgütleriyle gönüllü kuruluşlarla iletişim içerisinde olacaklardır.
Yasama organı da bu konuda gereken duyarlılığı gösterecektir.
Yasaların çıkarılmasında ilgili meslek örgütleriyle, gönüllü kuruluşlarla
sürekli işbirliği içinde bulunacak, bu konu yasa ile sağlanacaktır.
9- ÇOĞULCULUK OLMADAN OLMAZ:
Çoğulculuk çoğunluğun baskıcılığına karşı geliştirilmiş bir kavramdır.
Seçimlerde çoğunluğu elde ederek yönetime gelenler “astığı astık, kestiği
kestik” diyerek ülkeyi yönetemezler.
Çoğunluğun seçimine “milli irade” demek ise bilgisizlikten başka değildir.
Olan “seçmen çoğunluğunun önüne gelen seçenekler içinde birisinin seçmiş
olmasından ibarettir.”
12
Azlıkların ya da azınlıkların hukukunu gözetmeyen bir yönetime demokrasi
denilemez.
BİZ ülkemizde yeniden özgürlükçü, katılımcı, çoğulcu demokrasiyi
kuracağız.
10- DEMOKRASİ KÜLTÜRÜNÜ YAYGINLAŞTIRACAĞIZ:
Unutulmaması gereken çok önemli bir konuda demokrasinin gelişmiş bir
bilinç konusu olduğu gerçeğidir. Ülkemizde demokrasi kültürünün gelişmesi için
çok yönlü çalışmalar yapacağız.
Ç- TOPLUMCU KALKINMA DEVRİMİ:
1- DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ CANLANDIRILACAKTIR:
Ülkemizin kalkınmasında çok önemli yeri olan Devlet Planlama Örgütü
canlandırılarak işlevli duruma getirilecektir. Yeniden kalkınmaya yön veren, yol
gösteren bir kurum olacak, yatırımların verimli olması ile doğanın korunması
konularında denetleyici görev yapacaktır.
2- KAMU YATIRIMLARI YENİDEN BAŞLAYACAKTIR:
Global Kapitalizmin dayatmaları sonucunda Yeni Liberalizm görüşünün
baskısı altında kamunun üretim yatırımları durdurulmuş, Cumhuriyetin üretim
birimleri acımasızca satılmıştır.
BİZ özel girişimi desteklemekle birlikte, Devletin de yeniden fabrikalar
yapmasını sağlayacağız. Böylece öz kaynağa dayalı kalkınma hız kazanırken
işsizlik de en aza inecektir.
BİZ gerek kamu yatırımlarında, gerekse özel girişimlerde en ileri düzeyde
teknoloji ağırlıklı yatırımlara önem vereceğiz.
Türkiye bilgi çağının öncü ülkeleri arasına girmek gücüne ulaşacaktır.
3- YENİDEN TARIM DEVRİMİ YAPILACAKTIR:
Tarım devrimini başlatan Türk Ulusunun bugün tarımda içine sürüklendiği
durum yürekler acısıdır. Bu duruma son verilecektir.
Tarımda yerli tohumculuk diriltilecek, ülkemiz doğal ürünler üreten,
tüketen dışarıya da satan bir duruma getirilecektir.
Tarımdan kaçış geriye çevrilecek, tarıma bütün yanlarıyla destek verilecek,
yönlendirme, özendirme çalışmaları yapılacaktır.
4- MESLEK OKULLARINA ÖNEM VERİLECEKTİR:
Sanayi ile tarım ara çalışan gereksinmelerini yerine getirmek üzere yeterli
meslek okulları açılacaktır.
13
5- TEMİZ ENERJİ KAYNAKLARINA ÖNCELİK VERİLECEKTİR:
Dışa bağımlılığı en aza indirecek biçimde ülkemizin doğasının olanakları
sonuna kadar kullanılacak, güneş, yel enerjilerinden en yüksek oranda
yararlanmak için kamu yatırımları yapılacak, özel girişim bu alanda da özendirici,
destekleyici uygulamalarla yönlendirilecektir.
6- TUTUMLULUK KÜLTÜRÜ GELİŞTİRİLECEKTİR:
Devlet yerleşim düzeni, uygulamalar, etkinlikler de kesin olarak tutumluluk
ilkesi uygulanacaktır. Kamu yöneticilerinin, Devlet Başkanından başlayarak,
bütün basamaklarda savurganlıkları önlenecektir. Gösteriş tüketimleriyle “itibar”
kazanacağını sanmak, Türk Töresine de, gerçeklere de aykırıdır. Tutumluluk ile
kamunun kazanacağı akça olanakları üretken yatırımlara yönlendirilecektir.
Yeryüzünde en ileri düzeyde kalkınma gerçekleştirmiş ülkelerle Devlet
Başkanlarının ya da Başbakanların görev yaptıkları yapıların durumu göz
önündedir.
Ata Parti, tutumluluğun, kalkınmanın temellerinden biri olduğu bilinci ile
bu konuya çok önem verecektir.
Yurttaşlarımızın dışa bağımlı tüketim alanlarında tutumlu olmalarını
sağlayacak sürekli eğitim ile uyarı çalışmaları yapılacaktır.
Yurttaşların yerli ürünleri satın alması konusunda sürekli eğitim ile uyarı
çalışmaları yapılacaktır.
ABD’de bile bu konuda etkili çalışmalar yapıldığını anımsatmak isteriz.
Ulusçuluğun bir belirtisi de yerli ürün kullanmaktır.
7- YABANCI YATIRIMCILAR ÖZENDİRİLECEKTİR:
Üretici etkinlik için ülkemize gelecek olan yabancı yatırım özendirilecektir.
Ülkemizin tarih ile doğa olanaklarının turizm alanında daha yüksek boyutlarda
değerlendirilmesi sağlanacaktır.
8- TÜRK ORTAK PAZARI KURULACAKTIR:
Türk Devletler Birliği içinde kurulacak Türk Ortak Pazarı, Türk Ülkelerinin
birbirini destekleyerek hepsinin kalkınmasına büyük katkılar sağlayacaktır.
9- GELİRLER İLE VARSILLIKLAR ARASINDA DENGE
SAĞLANACAKTIR:
Yüksek üretim ile birlikte dengeli üleşim çok önemlidir. Bütçe gelirleri
içinde dolaysız vergilere ağırlık verilecektir.
Aylıklı çalışanlar ile emeklilerin aylıkları ülkedeki ekonomik duruma göre
sürekli düzenlenecektir.
14
Çalışamayacak durumda olanlar Devletin koruması altında olacaklar, iş
bulamayanlara Devlet bir yandan iş alanları yaratırken, öte yandan sürekli işsizlik
aylığı bağlayacaktır.
10- ATA PARTİ YÖNETİMİ GÖNENÇ SAĞLAYACAKTIR:
Devletin ilk görevi ülkeyi dış saldırılardan korumak, içeride yasa
egemenliğinde düzeni sağlamak olmakla birlikte, yurttaşların gönenç içinde
yaşamalarını sağlayacak bir ortam oluşturmak da önemli bir görevdir. ATA
PARTİ yönetimindeki Türkiye’de aç, işsiz, geçinemeyen, hasta olup sağaltma
alamayan, gerek ilacı edinemeyen yurttaş olmayacaktır.
Yurttaşlar gönenç içinde olacaklardır.
D- BİLGİ TOPLUMU DEVRİMİ:
Türk Ulusu yeryüzünde tarım uygarlığını başlatan ulustur.
Türk Devletleri akıl bilim çizgisinde yönetilirken, binlerce yıl yeryüzüne
uygarlığı yaydılar. İnsanlık değerlerinde kişioğullarının öğretmeni oldular.
Zaman içinde akıl bilim yolundan uzaklaşmak çöküşler getirdi.
Batı ise din dogmalarının egemenliğinde bin yıl karanlıkta yaşadıktan sonra
yeniden akıl bilim çizgisine döndü. Yüzlerce yıl süren uğraşılardan sonra
aydınlanma yaşandı, sanayi devrimi gerçekleşti, sanayi uygarlığına ulaşıldı.
Türkler sanayi devrimini kaçırdılar, sanayi toplumlarının sömürgeleri
oldular.
Şimdi 1955 de başladığı söylenen yeni bir devrim dönemindeyiz.
Bu devrim BİLGİ DEVRİMİ’dir. Çağın adı BİLGİ ÇAĞI’dır.
Biz tüketici olarak bu çağın içindeyiz, Bilgi Çağı ürünlerini tüketmekte çok
ilerilerdeyiz.
Yapılması gereken Bilgi Çağının öncü üreticileri arasına girmektir.
Yeniden Çağdaş Devleti kurduğumuzda; Yeniden Çağdaş Eğitim
Devrimini yaptığımızda; yeniden İleri Demokrasi Devrimini
gerçekleştirdiğimizde; Yeniden Toplumlu Kalkınma yoluna girdiğimizde;
yapılması gerekenleri ATATÜRK’ün devrimcilik hızıyla bütünüyle yaptığımızda
Bilgi Çağı Devrimini yapmış olacağız.
Böylece Bilgi Çağının öncüsü olmak, Yeryüzüne Türk Töresinin gereği
olan İnsanlık Değerlerini yaymak ülküsünü gerçekleştirmiş olacağız.
ATA PARTİ Türk Ulusunu bu ülküye ulaştıracaktır.
Yaşlılarımız gençler için, geçlerimiz gelecekleri için çalışacaklar.
15
ATA PARTİ öncülüğünde Türklük, geleceğin tan yerlerinden yeni bir
güneş gibi doğacaktır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.