Kurumsallık Eleştirisi Mi? Peki Siz Ne Kadar Kurumsallaştınız?

Anahtar Parti İzmir Kurucu İl Başkanı Sn. Kadir Uçar’ın kamuoyuna yönelik açıklamalarını, eski İl Başkan Yardımcısı ve Medya-Tanıtım Başkanı olarak kesinlikle kabul etmiyorum. Anahtar Parti’den kendi irademle ayrıldım. Ancak bu..

Kurumsallık Eleştirisi Mi? Peki Siz Ne Kadar Kurumsallaştınız?
Yayınlanma: Güncelleme: 13 views

Anahtar Parti İzmir Kurucu İl Başkanı Sn. Kadir Uçar’ın kamuoyuna yönelik açıklamalarını, eski İl Başkan Yardımcısı ve Medya-Tanıtım Başkanı olarak kesinlikle kabul etmiyorum. Anahtar Parti’den kendi irademle ayrıldım. Ancak bu ayrılığım, başta sancağı altında mücadele verdiğim Sayın Yavuz AĞIRALİOĞLU ve birlikte mesai yürüttüğümüz liyakatli arkadaşlarım adına yapılan bu saygısızlığı kabulleneceğim anlamına asla gelmez.

İstifamı, parti ve teşkilat disiplini çerçevesinde gerçekleştirdim. Yorum yapmadım ve mesai arkadaşlarıma olumsuzlukları yansıtmadım. Kamuoyunu da lisan-ı münasiple bilgilendirdim. Siyaset bir strateji işidir. Birçok kişiden önce İzmir’den sorumlu il başkanı Sn. Uçar yönetimi altında yapısal sorunları görmüş olmam, tecrübemin ve yönetsel sezgilerimin doğal sonucudur. Gerekli uyarılar zamanında yapılmış, ilgili makamlara bilgi verilmiş ve bugün görüldüğü üzere bu geri bildirimler karşılık bulmuştur.

Görevden alınmayı, istifa şeklinde yansıtmak; Anahtar Parti’yi AK Parti ile kıyaslamak ve “kurumsal yapı yok” gibi iddialarda bulunmak hem talihsiz hem de gerçekle bağdaşmayan yaklaşımlardır. Bu durumda sizlere şunu paylaşmama müsaade edin; kongre sonrası harekete geçen genel merkezin adımları, stratejik aklın ve kurumsal refleksin ürünüdür. Geri bildirimlerin dikkate alınarak yapılan görev değişiklikleri, kurumsallığın meyvesidir; yokluğunun değil!

Sayın Yavuz Ağıralioğlu’nun kitleleri arkasından sürükleyen ve Türkiye genelinde büyük teveccüh gören hareketi, İzmir’de ne yazık ki sabote edilmeye çalışılmış; ancak kendisi ve ekibi durumu görmüş ve gereğini yapmıştır. Bu, gerçek liderliğin ve teşkilat yönetiminin göstergesidir.

Sn. UÇAR’ın açıklamalarıyla AK Parti ile Anahtar Parti’yi karşı karşıya getirme çabası, boş ve sonuçsuz bir girişimdir. Söz konusu yazıyı yalnızca kişisel bir yanıt olarak değil; siyasette ilkelere, değerlere ve emeğe sahip çıkmanın bir gereği olarak kaleme alıyorum.

Anahtar Parti İzmir Medya ve Tanıtım Başkanı olarak görev yaptığım süre boyunca, partinin toplumsal görünürlüğünü ve kamu algısını güçlendirmek adına bilgi birikimimi ve deneyimimi ortaya koydum. Görevden ayrılma kararım, herhangi bir iç tartışmanın sonucu değil; tamamen kendi değerlendirmem ve irademle alınmış stratejik bir tercihti. Sn. Uçar’ın yönetimi süresince doğruları söyleyenleri ve katkı sağlayanları ötekileştirmesi ve dahi düşmanlaştırması, bizleri o dönem çok üzdüğünü belirtmeliyim. İl sekreterimiz Sn. Serkan Aydın’ın ise hataları düzeltme, yürütme ve yönetimi bir arada tutmak için gösterdiği üstün gayretleri yine Sn. Uçar tarafından yok sayıldı. Sn. Uçar’a değer veren dostlarına -bizlere- karşı takındığı tavır, şaşkınlık yaratmakla birlikte fasit tartışmalara zemin hazırladı. Anlam veremedik!

Haberde yer alan “kurumsallık eleştirileri” ise temelsizdir. Kurumsallık, tabela süsü veya şekilsel prosedürlerle değil; liderlik, organizasyon becerisi, yönetim yetkinliği ve etikle hayat bulan bir yapıdır. Buradan Sn. Uçar’a sormak gerekir: Siz, görevde kaldığınız 6 ay boyunca kurumsallaşma adına ne yaptınız? Bu soruyu sormak, sadece benim değil, birlikte çalışmalar yürüttüğümüz tüm arkadaşlarımızın hakkıdır. Sn. Uçar, bizlerin maddi ve manevi olarak sağladığı katkıları bir kalemde yok sayamazsınız!

Anahtar Parti’nin mevcut yapısını, AK Parti’nin yıllar içinde oluşan kurumsal çerçevesiyle kıyaslamak; analitik akla, tarihsel gerçekliğe ve vicdani adalete aykırıdır. Böyle bir kıyaslama; kontrolsüz bir öfkenin ve başarısızlıkların üzerini örtme çabasının dışavurumudur. Bu açıklamanın hem AK Parti’ye hem de Anahtar Parti’ye zarar verdiği ortadadır. Kimin yararına olduğu ise Sn. UÇAR tarafından yanıtlanmalıdır.

Ben, Anahtar Parti’ye Sn. Yavuz Ağıralioğlu’nun “değer temelli siyaset” çağrısına kulak vererek katıldım. Bu çağrıya, benim gibi birçok liyakatli fakat “şöhretsiz” insan icabet etti. Ancak süreç içerisinde bu kadroların, Sn. Uçar tarafından maddi ve manevi olarak sistematik biçimde yıpratıldığını gözlemledim.

Yönetim ve organizasyon uzmanı olarak geriye dönüp baktığımda, o dönemdeki kanaatlerimin ne kadar isabetli olduğunu bugün daha net görebiliyorum. Siyasette duruş; yalnızca söylemle değil, uygulama ve yönetim anlayışıyla anlam kazanır. Sayın AĞIRALİOĞLU da bu süreçte gerekli liderliği sergilemiş, görev değişiklikleriyle süreci doğru yönetmiştir.

Son olarak, “ocak kültürü” gibi sığ ve ayrıştırıcı ifadelerle, hiçbir kişisel çıkar gözetmeden bu yapıya emek vermiş insanları itibarsızlaştırmak; ne siyasi etiğe ne de insan onuruna sığar. Bu tür söylemler, kurucu iradeye zarar verir; toplumsal aidiyet duygusunu zedeler.

Siyaset; değer, liyakat ve strateji işidir. Günü kurtarmak için değil, geleceği inşa etmek için yapılmalıdır. Bu yolculukta yürüyen herkesin yalnızca siyasi değil, vicdani bir sorumluluğu da vardır. Ben, bu sorumluluğu bugüne kadar taşıdım ve taşımaya devam edeceğim. Ben ve ayrılan arkadaşlarım, kendi isteğimizle ayrıldığımız partimiz ve İl Başkanımız Sn. Kadir UÇAR hakkında tek bir olumsuz yorumda bulunmamışken; Sn. UÇAR’ın her açıklamasında insanları incitmesini hâlâ anlamlandırmakta zorlanıyoruz: Sn. Uçar biz sizin düşmanınız değiliz, sizinle kişisel bir problemimiz yok, lakin bizim emeklerimizi lütfen yok sayan açıklamalarda bulunmayın.

Saygılarımla
Kemal KIRIKKANAT
Anahtar Parti İzmir Eski İl Başkan Yardımcısı ve Medya-Tanıtım Başkanı

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.