Geçmeyeceğini çok iyi bilsem de “Geçmiş Olsun Türkiye’m…” diyerek başlamak istiyorum. “Her ne kadar yüreğimizin bir tarafı yarım kalsa da, hayallerimiz, umutlarımız toprağa karışsa da, gözlerimizde yaş, ellerimizde nasırlar olsa..
Geçmeyeceğini çok iyi bilsem de “Geçmiş Olsun Türkiye’m…” diyerek başlamak istiyorum.
“Her ne kadar yüreğimizin bir tarafı yarım kalsa da, hayallerimiz, umutlarımız toprağa karışsa da, gözlerimizde yaş, ellerimizde nasırlar olsa da, bizler kadınız, bizler anneyiz…” diyorum ve bu özel günümüzü en içten duygularımla kutluyor tüm kadınlarımızı yürekten kucaklıyorum.
“Mutlu olun kadınlar…”
6 Şubat 2023 biz Türk milleti olarak bu tarihi beynimize kazıdık, hiçbir zaman silinmeyecek…
Ne desek boş, ne yazsak anlamsız, kelimelerin tükendiği, bittiği andayız… “Yaralar sarılmaya başlandı, yaralar sarılıyor, yaralar sarılacak…” denilse de bilin ki hiçbir annenin, hiçbir babanın, hiçbir evladın kısacası can kaybı, kayıp yaşayan yaşamayan herkesin acıyan bu yarası kapanmayacak…
Evladını kaybeden bir annenin yüreğinde açılan o derin yara her gün kanayacak…
Annesini kaybeden çocuğun kalbi hep eksik kalacak…
Acılar sadece azalacak ama hiçbir zaman geçmeyecek…
Unutmayacağız…
Anne sadece zamanla kendini avutacak, çocuk hayatla mücadeleye devam edecek, baba geçim derdine düşecek…
…ama kadın güçlü kalacak…
Çünkü kadın güçlüdür. Anne güçlüdür… Hep güçlüydü hep de güçlü kalacak… Acılarına rağmen ayakta duracak, aşını pişirecek, yuvasını sıcak tutacak…
Gözyaşlarını içine akıtıp kalan yuvasına sarılacak.
Kısacası kadın hep güçlüydü hep de güçlü kalacak…
Bunu yıllar önce de gördük şimdi de görüyoruz…
Bu günün yani 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün çıkış sebebini kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum;
8 Mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi çalışma şartlarını daha iyi hale getirmek için grev yapmışlar. Grevde çıkan arbededen dolayı polisin müdahalesi sonucu yüzlerce işçi fabrika içinde kilitli kalmış ve o esnada yangın çıkmış. Fabrika önünde kurulan barikatlardan dolayı 120 kadın işçi yangından kaçamamış ve oracıkta can vermişler.
İşte, bu yüzden yıllar sonra alınan birçok karar ile bu acı günün anısına ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ 120 kadını anma günü olarak belirlenmiş…
Ben de 120 kadını saygı, sevgi ve minnetle anıyorum!
Deprem bölgesinde olan annelerimizi, kadınlarımızı saygı ve sevgi ile anıyorum…
İyi ki kadınlarımız var ve iyi ki var olmaya devam edecek…
Ayrıca bu vesile ile tekrar tekrar kadına yapılan şiddeti kınıyorum!
Şiddet!
Kadına yönelik şiddet…
Yıllarca şiddetle mücadele edilmiştir ama yüzyıllar geçmesine rağmen hala her yanımızda şiddet gören insanlara rastlıyoruz. Bunlardan en büyüğü ise önünü bir türlü kesemediğimiz “Kadına yönelik şiddet!”
Şiddetin her türlüsü hiçbir şekilde kabul edilemez!
Fiziksel ve psikolojik olmak üzere ikiye ayrılan şiddet, toplumumuzun büyük bir sorunu olmaktadır.
Şiddeti önlemek için çeşitli cezalar uygulanmaktadır ama hiç birisi şiddeti tamamen bitirememiştir!
Çünkü şiddet çocukluktan gelen bir hastalık şeklidir. Çocuk ne görür ya da ne yaşar ise onu bilinçaltına yerleştirip çoğu kez farkında dahi olmadan uygular. Şiddet eğilimi olan kişilerin zaman içerisinde geçmişlerine yolculuk yapıp incelendiğinde konunun ispatı ortadadır.
Bizler elimizden geldiğince şiddetin her türlüsüne “HAYIR” demek için, bilinçli ebeveynler olarak çocuklarımızı yetiştirme şeklimize çok dikkat etmeliyiz.
Ve şiddetin her türlüsüne “Hayır…” demeyi çocuklarımıza öğretmeliyiz…
Bugün;
8 Mart Dünya Kadınlar günümüz, yaşanan bu kötü günlere rağmen, kayıplarımıza rağmen, kadınlarımızın, güçlü kadınlarımızın gününü en içten dileklerimle kutluyorum.
Sevgi ve sağlıkla kalın.
Esra Akgün