Birlik Sağlık Sen Genel Başkan Yardımcısı Berna Boran’dan Basın Açıklaması

Birlik Sağlık Sen Genel Başkan Yardımcısı Berna Boran’ın, Sağlık Bakanı Sayın Kemal Memişoğlu’nun açıklamalarına yanıt verdi. Sayın bakanım; Bir kadın olarak aile olmanın önemini, değerini, elbette biliyoruz ve önemsiyoruz. Sizin..

Birlik Sağlık Sen Genel Başkan Yardımcısı Berna Boran’dan Basın Açıklaması
Yayınlanma: Güncelleme: 15 views

Birlik Sağlık Sen Genel Başkan Yardımcısı Berna Boran’ın, Sağlık Bakanı Sayın Kemal Memişoğlu’nun açıklamalarına yanıt verdi.

Sayın bakanım;
Bir kadın olarak aile olmanın önemini, değerini, elbette biliyoruz ve önemsiyoruz.
Sizin “Eğer çocuğunuz yoksa aile olamıyorsunuz, sadece karı koca oluyorsunuz…”
“Aile yapısının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir toplumun temelini aile oluşturur. Eğer çocuğunuz yoksa aile olamıyorsunuz, sadece karı koca oluyorsunuz” sözleriniz ülkemizde henüz çocuğu olmamış pek çok aileyi, sağlık sebepleriyle, ekonomik sebeplerle, sosyal sebeplerle çocuk sahibi olamamış pek çok aileyi üzmüştür. Ağlatmıştır. Rencide etmiştir. Özellikle yıllarca tedavi görüp çocuk sahibi olamamış ve kendi çocuğu olmamış evlat edinmiş aileleri derinden yaralamıştır.

Keşke bu sözlerin yerine, çocuk sahibi olamamış olan ailelere, Sağlık Bakanlığımıza bağlı sağlık kuruluşlarında, tüp bebek merkezlerimizde her türlü kolaylık sağlanacaktır. Çalışan tüm annelere gerekli olan kreş desteği verilmesi için çabalayacağız, aile yılı da olması sebebiyle annelik izinlerini uzatacağız vb. ifadeler kullanabilseydik.

Mesela bir annenin hasta olan çocuğunun başında refakatçi kalabilmesi için refakatçi raporunda “ölüm riski taşımaktadır” ibaresi istendiğini, raporda “ölüm riski taşımaktadır” ibaresi olmazsa annenin çocuğuna bile refakat edemediğini biliyor musunuz?
Devlet hastanelerimizde genelinde kreş olmadığını, kreşi olan hastanenin tek tük olduğunu, pek çok ailenin mağdur olduğunu, kreş ve bakıcı sorunu yaşadığını biliyor musunuz?

Depremle ilgili açıklamanıza istinaden,
Sağlık kuruluşlarının pek çoğunun depreme dayanıksız olduğunu, yenilenmesi gerektiğini, bir türlü yenilenmediğini, sadece İzmir ilinde 12 Devlet hastanesinin depreme dayanıksız olduğunu, acilen yenilenmesi gerektiğini, sağlık personellerinin bu hastanelerde görev yapmak istemediklerini biliyor musunuz?

6 Şubat depreminde yaşadığımız acı tecrübeye rağmen, Allah korusun yarın büyük bir deprem olsa ne yapacağız? Neyi bekliyoruz ki?

Sağlık Bakanlığının asli görevi, koruyucu sağlık hizmetlerini en iyi şekilde vererek vatandaşın hasta olmasının önüne geçmektir. Mesela, ülkemizde insan sağlığını etkileyen, binlerce vatandaşımızın kanser olduğu ve devlete çok büyük tedavi yükü olan şu ortamda, kanser yaptığı bilinen pek çok yiyecek içecek marketlerde, dükkânlarda satılmaktadır. Neden yasaklanmaz? Konun uzmanları tarafından açıklanan, kanser yaptığı ifade edilen Tatlılarda NBŞ (nişasta bazlı şeker) kullanılmaktadır. Alkol ve sigara fiyatlarının çok yükselmesinden dolayı kaçak sigara, tütün ve kaçak alkol üretimi çok yüksek oranlara ulaşmıştır.

Bunlarla mücadele etmek ve önlem almak gerekir.
Sayın Bakanım, “Gerektiği zaman, tıbbi olarak zorunlu olduğu zaman tabii ki ameliyat yapacak. Dünyada ortalama yüzde 15’tir sezaryen oranı. 10 doğumdan sadece 1 veya 2’dir ameliyat. Bizde 10 doğumdan 6.1’i sezaryenle oluyor” dediniz. Sözlerinize katılıyoruz. Bunu bakanlığımızın ve hekimlerimizin anne adaylarına çok iyi anlatması gerektiğini düşünüyor ve bilgilendirildikten sonra kararın anneye bırakılması gerektiğini ifade ediyoruz. Ayrıca devlet hastanelerimizde sezaryen ile doğumun zorlaştırılması sonucunda vatandaşlarımızın özel hastanelere giderek ve yüksek paralar ödeyerek doğumunu gerçekleştireceği endişesini taşıyoruz.

Bakanlığınız çatısı altında olan Sağlık çalışanlarının, ağır çalışma koşulları, düzensiz mesai saatleri, yüksek stres altında yapılan görevler, aile birlik bütünlüğünü bozan atamalar, emeklilik sistemine dair belirsizlik, ekonomik sıkıntılardan dolayı var olan evlilik düzenlerini bile korumak büyük bir mücadeleye dönmektedir.

Pek çok sağlık çalışanımız, büyük bir özveriyle ilgilendikleri çocuk hastalarına anne şefkati gösterirken; ben bu koşullarda nasıl çocuk sahibi olur, nasıl yetiştirebilirim endişesini de taşımaktadır.
​​​​​​​
Sayın bakanım; Çocukları olmayan karı kocaların bu tercihleri, sorumluluk almak istememekle değil, mevcut sorumlulukların ağır yükü, gelecek endişesi ve geleceğe olan güvensizlikle alakalıdır. Ne zaman ki Sosyal devlet anlayışına güvenir, her günümüzü yarın ne olacak endişesi taşımadan yaşarsak o gün çocuk yapmaya da, nasıl yapacağımıza da karar veririz

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.