Ahmet Özal’dan Mehmet Tekin’e Çarpıcı Röportaj: “Babamın Barış Girişimi Çözülseydi Almanya Seviyesinde Olurduk”

Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, babasının 1993’teki barış girişimini anlattı. Kabine iddiaları için “Emekliyim ama görev gelirse yaparım” dedi. Ekonomik programları ve Vergi Reformu gerekliliğini eleştirdi.

ANKARA – 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, gazeteci Mehmet Tekin’e verdiği özel röportajda, Türkiye’nin yakın tarihinden güncel politikalara, savunma sanayinden ekonomiye kadar geniş bir yelpazede çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Özal, özellikle 1993’te yaşanan faili meçhul ölümlerin babası Turgut Özal’ın başlattığı barış sürecini nasıl sekteye uğrattığını anlattı.

“1993’te Çözülseydi Ekonomimiz Almanya Seviyesinde Olurdu”

Ahmet Özal, 1993 yılında Turgut Özal’ın başlattığı barış girişiminin dönemin kilit isimlerinin (Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci) peş peşe hayatını kaybetmesiyle koptuğunu belirtti.

“O gün bu sorun çözülseydi en çok zarar görecek ülke İsrail olacaktı. Ama buna izin vermediler. Eğer o dönemde sorun çözülseydi, ekonomik olarak Almanya ve Fransa seviyesinde olabilirdik. 20-30 yılda 50 bin insanımızı kaybettik ve milyonlarca dolar paramız savaşa gitti.”

Özal, günümüzdeki PYD/YPG sorununun temelinde de güvence sorunu olduğunu ve Terörsüz Türkiye siyasetinin artık devlet politikası haline geldiğini ifade etti.

Yeni Kabine İddiaları ve Ekonomi Eleştirisi

Sosyal medyada yer alan ve yeni kabinede isminin geçtiği yönündeki iddialara yanıt veren Ahmet Özal, siyasetten emekli olduğunu ancak devletine hizmet etme geleneği gereği bir çağrı gelirse görevi değerlendirebileceğini söyledi.

Ekonomi politikalarına dair eleştirilerinde ise KKM gibi uygulamaların devleti borçlandırdığını savundu ve kalıcı çözümün Vergi Reformundan geçtiğini belirtti:

“Vergi reformu yapılmazsa yatırım olmaz. KDV’yi yüzde 10’a düşürürsen vergi kaçağı biter, herkes mutlulukla vergi öder. Polisiye tedbirlerle ekonomi yönetilemez.”

Savunma ve Dış Politika Vurgusu

Özal, savunma sanayinin geliştirilmesinin bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak, “Savunma sanayi olmazsa bizi parça parça ederler. Türkiye coğrafi olarak dünyanın merkezinde; güçlü olmazsak kimseye karşı duramayız,” dedi.

Filistin meselesinde ise Türkiye’nin aktif rol almasını savundu: “Batı Şeria devlet olarak tanınmalı ve güvenliği Türk askerleri sağlamalı. Türk askerleri Gazze’yi güvence altına alırsa halk güven duyar.”

Özal, beğendiği Erdoğan politikalarını Mavi Vatan stratejisi, Afrika açılımı ve savunma sanayinin geliştirilmesi olarak sıralarken, röportajı “Demokrasi olmayan yere yatırım gelmez. Türkiye’nin güçlü, bağımsız ve güvenilir bir devlet olması için bu vizyonu sürdürmek zorundayız” sözleriyle noktaladı.