Çöpten geçimi sağlayana 70’lik dedenin hayvan vahşeti
Çöpten geçimi sağlayana 70’lik dedenin hayvan vahşeti
GÖZCÜ – Bir simidin bedeli: İzmir sokaklarında dehşet, yoksulluk ve hayvanlara olan düşmanlık… Pazar sabahı, hafta tatilinin huzuru içinde geçirmeyi hayal ederek erkenden uyanıp, çocuklarıma simit almak için mahalle fırınına gittim…
Yayınlanma:Güncelleme:8 views
GÖZCÜ – Bir simidin bedeli: İzmir sokaklarında dehşet, yoksulluk ve hayvanlara olan düşmanlık…
Pazar sabahı, hafta tatilinin huzuru içinde geçirmeyi hayal ederek erkenden uyanıp, çocuklarıma simit almak için mahalle fırınına gittim. Kalabalık aile geleneğimiz gereği, iki ekmek ve beş simit almayı planlıyordum. Ancak daha önceden 15 lira olan simidin bu sabah 20 liraya çıktığını öğrenince hesaplarım altüst oldu. İki ekmekten vazgeçip sadece simitleri alabildim.
Dönüş yolunda karşılaştığım manzara ise, zamların yarattığı travma ve derin sıkıntının ötesinde, ruhumda ömür boyu silinmeyecek bir etki bıraktı. Çekçek arabasını çöplerin kenarına bırakmış, 70 yaşlarında bir amca ve yanında eşi vardı. Bir poşetin içine yakaladığı fare yavrusunu, avuçları arasında sıkıştırarak öldürmeye çalışıyordu. Gördüğüm sahne karşısında dehşete kapıldım. Bir can kendisine hiçbir zararı dokunmayan bir başka canı güç üstünlüğüyle diri diri yok etme hırsına kapılmıştı.
Hemen müdahale etme gereği duydum. Amcaya, “Ne yapıyorsun?” diye sordum. Aldığım yanıt, tarifsiz bir akıl tutulmasıydı. “Bu düşmandır” diye cevap verdi amca.
Avucunda can vermek üzere olan zavallı fare, gözleriyle sanki yalvarıyordu, “Beni kurtarın” dercesine. O an, amcanın inancı ile gerçek düşmanın kim olduğunu ayırt edemeyişi arasında sıkıştığını gördüm. Ona, “Asıl düşmanın seni ve eşini 70 yaşından sonra çöplere bir parça yiyecek için mahkûm edenler olduğunu” söyledim. Eşi de bana hak verdi ve o da yaşlı adamı ikna etmeye çalıştı. Nihayetinde, fare serbest bırakıldı. Bir anda özgürlüğüne kavuşan ve zorlukla nefes alan küçücük beden, çöplerin arasında kaybolup gitti.
Bu sahne, İzmir’in en can alıcı sorularını bir anda film karesi gibi gözlerimin önüne getirdi…
Bir “kültür kenti” diye övülen şehirde, neden 70 yaşındaki insanlar çöpten geçinmek zorunda kalıyor? Neden o küçücük fareyi düşman olarak görüyor? Bu işin ayrı boyutu…
Asıl mesele ise belediyeler, çöp yığınlarına sokakları mahkûm dip insan ve doğa sağlığını zehirleyip bahaneler üretirken, artan fare popülasyonun günahı nedir? Ama bunun gerçek sebebinin pislikten geçilemeyen sokak ve caddelerin fare gibi hayvanlara davetiye çıkardığının farkında olmamak ya da farkında olup da ses çıkarmamaktadır. Düşünebiliyor musunuz? 70 yaşında insan olarak geçinen bir ihtiyar çöpten geçinirken kendisini o pisliğe mahkum edenleri unutup savunmasız bir fareyi düşman ilan ederek canını almaya kastetmesi kadar geri kalmış yeryüzünde başka bir toplum var mıdır?
Daha da önemlisi, “Biz hangi noktada gerçek düşmanımızı unuttuk?”