EMİRDAĞ’IN MEŞHUR HELVACI VELİ EMMİSİ Emirdağ’ında bir zamanlar, helva, tahin ve pekmez pek meşhurdu. O zamanların helvacıları satacakları helvaları kendileri imal ederlerdi. Helvacılar arasında Veli emmi, mütevazı, sahavetli, hayırsever,..
EMİRDAĞ’IN MEŞHUR HELVACI VELİ EMMİSİ
Emirdağ’ında bir zamanlar, helva, tahin ve pekmez pek meşhurdu. O zamanların helvacıları satacakları helvaları kendileri imal ederlerdi. Helvacılar arasında Veli emmi, mütevazı, sahavetli, hayırsever, güngörmüş hatırı sayılır bir kimse idi. Veli emmi yardım severliliği ile helvacılar arasında adı helvacı Veli olarak ön plana çıkmıştı. Emirdağ ahalisi Veli emminin adını helvasıyla birlikte anar oldular. Kısaca ona halvacı Veli dediler. Veli emminin helvası pek meşhurdu. Salı günleri Emirdağ’ın pazarına gelenler onun dükkânına uğramadan gitmezlerdi. O günlerde lokantalar yoktu. Helvacılar dükkânlarına masa sandalye atarlar, pazarcılar orada helva ekmek veya turşu tahin isteyerek karınlarını doyururlardı. Zamanın tartısıyla yüz dirhem, yarım okka, bir okka gibi helva, tahin isterlerdi. Emirdağ halkı Veli emminin helvasını pek makbul tutardı. Zira Veli emmi helvasını emekli yapardı, yani özene bezene. Bu yüzden namı diğer helvacı Veli oldu. Veli emminin, dükkânına gelenlere, ikramı boldu. Babamın anlattığına göre ziyaretçileri arasında Bıdıoğlu namıyla anılan, Müezzin Murat hoca, Veli emminin dükkânına sıkça uğrarmış, Veli emmi ona bol bol helva, lokum ikram edermiş. Murat hoca lokumları afiyetle üçer beşer götürürken, Veli emmi ikram bedava olunca yemeside pek lezzetli oluyor öyle değil mi Bıdıoğlu diye latife yaparmış.
O günlerde tatlı çeşitleri pek azdı, onun için helva, tahin ve kara ağda, sarı ağda evlerin başköşesinde yerini alırdı. Helva günümüzde de bol çeşitli olarak hala yerini korumaktadır. Adına tatlı ve ağda dediğimiz tahta kutularda satılan o ağdalar günümüzde pek yok artık.
HELVA İLE İLGİLİ HOŞ BİR ANEKDOT
Helva, bazı yörelerde halva, bazılarında havla diye adlandırılırdı. Vaktiyle bir köy çocuğu bakkala helva almaya gider. “Bakkal amca bana elli kuruşluk havla ver” der. Bakkal parayı alır, çocuğa hav der ve yerine oturur. Çocuk bir müddet bekledikten sonra bakkal amca havla der. “Bakkal elli kuruşa bir kere havlanır oğlum, elli kuruş daha verirsen bir kere daha havlarım” Çocuk bir şey anlamaz, şaşkın şaşkın elli kuruş daha verir. Bakkal yine aynı şeyi yapar, çocuk yine beklemede, birbirlerine bakışırlar. Çocuk: “bakkal amca ben gideceğim havlayı ver” der.
Bakkal: “Bak oğlum yüz kuruşa iki kere havlanır istersen git babana sor.”der.
Çocuk boynunu büküp evine gider. Bakkal amcayla, aralarında olup bitenleri babasına anlatır.
Babası: “Bak oğlum biz bazı kelimeleri yanlış söyleriz. Bakkal amca sana doğrusunu öğretmek için böyle bir yola başvurmuş. Şimdi git, bakkal amca ben elli kuruşluk helva istiyorum de, gereğini yapacaktır.”der.
Çocuk babasının dediğini yapar. Varır bakkala : “Bakkal amca bana elli kuruşluk helva der.”
Bakkal amca yüz kuruşluk helva verir.
Çocuk: “elli kuruşluk istedim bakkal amca”der.
Bakkal: İki kere havla dedin ya, şimdi yüz kuruşluk helvayı hak ettin şu elli kuruşta sana harçlık. Bundan böyle doğru olanı söyleyeceksin. Her yerde her zaman düzgün Türkçe kullanmalısın. Geleceğimizin umudu sizlersiniz diye hem bilgilendirir hem de çocuğun gönlünü alır. Helvacı Veli emmiyi rahmetle anıyoruz ruhu şad olsun.
Rabia BARIŞ T. C. Kültür Bakanlığı Halk Şairi