TÜRKİYE’DE NÜFUSUN YAŞ ORTALAMASI 33-35

Filiz ŞENTÜRK Ata Parti Genel Başkan Yardımcısı Memet Erdem Toraman; 90’lı yıllarda doğan ve bugün çocuk sahibi olabilecek kişilerin ekonomik kaygılarının yanında, sosyolojik ve psikolojik olarak da ebeveyn olmaktan kaçındıklarını..

TÜRKİYE’DE NÜFUSUN YAŞ ORTALAMASI 33-35
Yayınlanma: Güncelleme: 156 views

Filiz ŞENTÜRK
Ata Parti Genel Başkan Yardımcısı Memet Erdem Toraman; 90’lı yıllarda doğan ve bugün çocuk sahibi olabilecek kişilerin ekonomik kaygılarının yanında, sosyolojik ve psikolojik olarak da ebeveyn olmaktan kaçındıklarını söyleyerek “Türkiye’de; son 23 yıldır gördükleri kötü siyasi yönetimden dolayı sorumluluk sahibi nesiller çocuk sahibi olmaktan kaçınıyor ve bir ülke için en büyük güç olan genç nüfus ne yazık ki yok olmuştur” dedi. Bu konuda tespitlerde bulunan Toraman; konuyu her yönüyle ele alarak sözlerine devam etti…
ÇOCUK SAHİBİ OLMAK; SORUMLULUK SAHİBİ NESİLLERE KORKU DOLU BİR BELİRSİZLİK YAŞATIYOR…
Ailenin niceliği değil, niteliği önemlidir. Ekonomik zorluklarla mücadele eden ailelerin yetiştirecekleri çocukların psikolojisi, eğitimi, yapacakları iş ve karışacakları olaylar bellidir. Sorun milletin belinde değil, sırtındaki yüktedir.
Bugün, artık bırakın misafir ağırlamayı, evde ailenizle iki lokma yemek yemek için kuracağınız sofranın maliyeti ortadayken, Merkez Bankası beklenti tahminleri, onlarca uzmanla yapıldığı halde dahi sürekli yukarı güncellenirken, ülkenin normal vatandaşça öngörülemez iktisadi grafiğinde çocuk sahibi olmayı düşünmek, yuva kurmuş ve de kuracak, sorumluluk sahibi nesillere korku dolu bir belirsizlik yaşatmaktadır.
İnsan olmanın ilk basamaklarından olan biyolojik istekler ve barınma ihtiyacı, 2025 yılında tüm yurttaşların birincil sorunu olmuştur. Ayrıca yaşamak, iktidar sahiplerinin ve taraftarlarının düşündüğü gibi sadece kuru ekmek ve soğan sorunsalı değildir. Gelecek nesillerimizin diğer dünya milletlerinin çocukları gibi saz, gitar teli, resim şovalesi, spor gereçleri, dünyayı gezip görebilmek için gereken bütçeler gibi sorunları olmalıdır. Medeniyetin büyüklüğü ve sistemin sağlamlığı, o medeniyetin neleri dert ettiği ve o sistemin neleri sağladığı ile ölçülür.
Oysa bugün, gelişimleri için gereken gıdaları alamayan çocukların, gerek fizik ve gerek ise de ruh sağlıklarının endişe verici sonuçlar ile karşı karşıya kalacağı bilimsel araştırmalar ile de sabittir.
ÇOCUKLAR; REHBER ÖĞRETMEN ADI ALTINDA FORMASYON ALMAMIŞ KİŞİLERİN ELİNDE…
Diyelim ki aile kurmuş, ya da kuracak yurttaşlar, gıda sorununun yanısıra, yüksek kira, düşük ücret problemi ile gündemde olan barınma sorununu aştılar. Burada da çocuklarının eğitim konusuna eğilmek durumunda kalacaklar, okullarda velilerin dillendirdiği hijyen, eğitmen, müfredat gibi dertlerin yanında, rehber öğretmen adı altında formasyon almamış kişi ve üzerinde toplumsal uzlaşı sağlanmamış sözde STK’lara çocuklarını emanet edecekler. Giyim, kuşam, kırtasiye gibi konular da cabası…
BUGÜN İYİ BİR EĞİTİMİN MALİYETİ YAKLAŞIK YILLIK 1 MİLYON LİRA VE ÖNGÖRÜLEMEYEN GELECEK YIL MALİYETLERİ…
İyi bir eğitim herkesin hakkı olduğundan, sorumlu ebeveyn daha iyi bir okula vermek istese servisinden, okul ücretine şimdilik güncel olan, dahasında ise belirsiz, yıllık yaklaşık 1 milyon Liralık bütçeyi ayırmak zorunda.
Eskiden doğan çocuğun işi, aşı tarlada hazırdı. Şimdi mahalle olmayan köy sayısı nedir? Uygulanan tarım politikaları istenilen büyüklükte bir aileyi besleyebilecek niteliğe haiz midir?
MEVCUT DURUM; BİR ÇOCUK DÜNYAYA GETİRMEK İÇİN KİŞİLERİ CESARETLENDİREMEZ DURUMDA…
Yüksek yaşam maliyetlerinden ayrı olarak, ailesine bakmakla yükümlü iş yeri sahiplerine yüklenen ve her gün bir yenisi eklenen vergilerin yanında icad edilen bürokratik evrak ücretleri, bir cocuk dünyaya getirmek için kişileri cesaretlendirmez.
Görüldüğü üzere çocuk sahibi olmak, 2 sene faizsiz verilecek kredi açılımından daha nitelikli bir çözüme ihtiyaç duymaktadır. İnsanlarımızın mevcut siyasi iradeye güveni kalmamış, bu güvensizlik insan doğasına aykırı bir biçim alacak şekilde ürememe seçeneğine evrilmiştir.
Oysa bu ülkenin zengin mali, insan ve doğal kaynakları mevcuttur. Konu; bu kaynakların kimler tarafından ne şekilde kullanıldığı ve kullandırıldığıdır.
ATA SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ (ATASEM) KONULARINDA UZMAN KİŞİLER İLE YURTTAŞLARI BİLİNÇLENDİRME ÇABASI İÇERİSİNDE…
ATA Parti tecrübeli devlet adamları, konularına hakim dürüst bürokrat ve düşünürlerden meydana gelmiş kadrosu ile, mevcut siyasi partiler içerisindeki en nitelikli ve vatanperver kadroya sahiptir. Kısıtlı imkanlarına rağmen düşünce kuruluşu olan ATASEM’ de, konularında uzman kişilerden bilgi almakta ve yurttaşların da bu derslerde bilinçlenmelerini sağlayıp, çözümler üretmektedir.
UMUTSUZ DURUMLAR YOKTUR, UMUTSUZ İNSANLAR VARDIR…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kaynakları, Türk Milleti’nin tarihi ve Atatürk’ün uygulamaları kimsenin ümitsiz olmaması gerektiğinin kanıtları ile dolu ve aynı zamanda garantisidir. Binadaki bunca yıkıma rağmen ayrı yerde bir kadro da, tüm birikim ve samimiyetiyle kumunu, çimentosunu, demirini yığmış, tuğlalarını hazırlamış, kazması, küreği elinde, inşaat işçisine kadar yapacağı işi bilir vaziyette beklemektedir

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.