Bir Kent Şeffaflıkla Yönetilir, Gazetecilere Baskı Uygulayarak Değil!

Objektif  Çeşme Haber/ Selma Artar Herkese merhaba,Uzun süredir yoğunluk nedeniyle Çeşme’de yaşananlarla ilgili bir yazı kaleme alamamıştım, bugüne nasip oldu.Malum, Çeşme’de yaz sezonu başladı. “Çeşmelilerin sezonu” demek ne kadar doğru..

Bir Kent Şeffaflıkla Yönetilir, Gazetecilere Baskı Uygulayarak Değil!
Yayınlanma: Güncelleme: 7 views

Objektif  Çeşme Haber/ Selma Artar

Herkese merhaba,Uzun süredir yoğunluk nedeniyle Çeşme’de yaşananlarla ilgili bir yazı kaleme alamamıştım, bugüne nasip oldu.Malum, Çeşme’de yaz sezonu başladı. “Çeşmelilerin sezonu” demek ne kadar doğru olur bilemem ama turizmden geçinenler için hareketli günler başladı.

 

Sezonun başlamasıyla birlikte –tesadüf müdür bilinmez– Çeşme’nin en sert rüzgârlarının estiği günlerde Ildır’da başlayıp Germiyan ve Alaçatı sörf okullarının olduğu bölgeye kadar yayılan büyük bir yangın felaketi yaşandı. Yangın, üçüncü gün kontrol altına alınabildi.

“Atlattık” diyorum çünkü insan kaybı yaşanmadı. Ama özellikle Germiyan bölgesi büyük zarar gördü. Asırlık zeytin ve badem ağaçlarıyla birlikte birçok canlı da yok oldu.

 

Gazeteci olmam nedeniyle yangının ilk anından itibaren ihbar hatlarımız ve haber kaynaklarımızdan anlık bilgi ve görüntüler geldi. Biz de kamuoyunu doğru bilgilendirmek için bu içerikleri araştırıp paylaştık. Önceki yangın tecrübelerimden dolayı sahaya ilk gün gitmedim; çünkü bu tür durumlarda nedense kolluk kuvvetleri, amirler, memurlar işini bırakıp gazetecilerle uğraşır. Hatta zaman zaman bizi vatandaşlara hedef gösterir.

Nitekim bu kez de öyle oldu. Mesleğe yıllarını vermiş, adeta gazeteciliğin çınarı olan Yusuf Çınar oradaydı. Kolluk kuvvetleri tarafından sadece yangın alanına alınmamakla kalmadı; yine hedef gösterilerek halktan da hakaret içerikli sözler işitti.

 

Hiçbir meslek grubu yoktur ki, kendi işini yaparken bizim kadar kötü muamele görsün.

Krizin ortasında ilk refleks yine aynıydı: Gazetecileri susturmak, bastırmak… Ama günümüzde bu neredeyse imkânsız. Teknoloji ve sosyal medya çağında gerçekler her şekilde su yüzüne çıkıyor. Siz gazetecilerle uğraşırken, vatandaşlar cep telefonlarıyla olay yerinden canlı yayın yapıyor, görüntüleri sosyal medyada yayıyor.

 

Yakın tarihten örnek vermek gerekirse:

Her sezon öncesi Çeşme’de güvenlik toplantısı yapılır. Bu yıl da İzmir Valisi’nin katılımıyla gerçekleşti. Ancak toplantı basına kapalıydı. Hangi kararlar alındı, hangi tedbirler konuşuldu, hâlâ bilmiyoruz.

Toplantıdan birkaç gün sonra Alaçatı Hacımemiş’te bir iş insanı bacağından vuruldu. Saldırgan elini kolunu sallayarak kaçtı. Olaydan haftalar sonra, 26-27 Haziran tarihlerinde 6 kişi tutuklandı.

O gece telefonlarımız susmadı; atanmışından seçilmişine herkes “yazmayın, bayram öncesi Çeşme’ye zarar verir” diye ricada bulundu. Biz yerel basın olarak hassasiyet gösterip yazmadık, ama ulusal medya olay anının kamera görüntülerini yayınladı. Demek ki bizim susmamız da çözüm değilmiş.

 

Yangın sürecinde de gazetecileri sahaya almamak çözüm olmadı. Sosyal medya yine devreye girdi, herkes kendi canlı  yayınını yaptı.

İzmir Valisi Süleyman Elban Çeşme’ye geldi, açıklamalarda bulundu ama yerel basın yime yoktu ya da yok sayıldı. Oysa bu bilgileri kamuoyuna ulaştırması gereken yerel basındır

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.